19 Aralık 2010 Pazar

Selective Professional Protek Ammino Keratin pro-vit B5


Röfleden dolayı kendinden geçen saçlarımla ilgili yazdığım postlardan birinde sevgili okuyucularımdan RoseAngel tavsiye etmişti bu ürünü. Forumlarda biraz araştırdıktan sonra kullananların olumlu yorumlarına da güvenerek aldım. Çok zarar görmüş saçlar için canlandırıcı proteinli bir maskeymiş kendisi. Aldığım yerdeki bayan da zamanında permadan yıpranan saçları için kullanıp memnun kaldığını söyledi, ki kendileri güvendiğim nadir satıcılardandır. Normalde duştan sonra havluyla nemi alınmış saça uygulanıp 15-20 dakika beklenmesi gerektiği söylense de, ben bu şekilde kullanmaya üşendiğim için duşa girmeden önce nemlendirdiğim saça sürüp bekletebildiğim kadar bekletiyorum. Abartıp geceden sürüp sabah yıkadığım oldu. Ben bu üründen çok memnun kaldım. Gerçekten de saçı kendine getiriyor, yumuşatıyor. Tiftik keçisi görünümünü yok ediyor.Ben saçımın diplerine dahi uyguluyorum yağlanma, ağırlaşma, kepeklenme gibi bir sorun yaşamadım. Ürün 300 ml, 2-3 fındık büyüklüğünde miktar tüm saçıma yetiyor. Kokusu da hoşuma gitti, cılızdan bir muz aroması var sanırım:) Neyse işte ben memnun kaldım alın kullanın derim. Sıvı saç kremi olarak da aynı markanın mavi suyunu kullanıyorum, onunla ilgili de söyleyecek bir kaç çift lafım olacaktır ilerleyen postlarda. He unutmadan ben Uzay Parfümeri'den 23-24 lira gibi bir fiyata aldım. Gittiğimde ürün ellerinde yoktu ertesi güne getirttiler, he tabe psikopatlığıma denk geldi bir dahaki sefere internetten alırım o ayrı. Bu maske sayesinde saçlarımla barıştım diyebilirim. Tabi 2.röfleden beri düzleştirici kullanmamamın da saçlarımın kendine gelmesinde etkisi büyük. Elimden geldiğince fönlemeye çalışıyorum, bir ara da kuaförlerin kullandığı fön makinalarından almam lazım.

17 Aralık 2010 Cuma

Lilyum?????

Lilyumun o dehşet kokusuna hastayım, burnum düşene kadar koklayasım gelir. Ama malesef buram buram lilyum kokan bir parfüme henüz rastlayamadım. Notalarında lilyum,beyaz zambak olan bir kaç parfüm denedim ama hepsi hayal kırıklığı:S Önerilerinizi bekliyorum. Soğuk kış günlerinde rüzgarla beraber buram buram lilyum kokmak istiyorum. Var mıdır bunun çaresi?????

15 Aralık 2010 Çarşamba

Sıradan





Bu makyajımda daha önceki postlarda bahsettiğim Coastal Scents Gel Eyeliner'ı ve Cecile All Day Performance göz kalemini kullandım. Rimel olarak da Max Factor Masterpiece High Definition Mascara'yı sürdüm. Kendisi yazın Max Factor 'den yaptığım alışverişin yanında promosyon olarak verilen
makyaj çantasından çıkmıştı. Çok memnun kaldım minnacık olmasına rağmen kurumadı, bitmedi. Tek tek ayrılmış dolgun kirpiklere anca bu rimelle yaklaşabiliyorum.Çok içime sinen bir makyaj olmadı ama hazır yapılmışı ve fotoğraflanmışı varken eklym dedim

13 Aralık 2010 Pazartesi

Hayatımın Göz Kalemi:))

Daha önceki yazılarımda Kozmetikcim'den yaptığım alışverişten bahsetmiştim. İşte o günden beri Avon Glimmerstick Diamonds Twilight Sparkle'ı  elimden düşürmüyorum. Hatta an itibariyle 2 tane daha almayı planlıyorum, biterse kaldırılırsa diye ödüm kopuyor. Neyse işte kısacası ben hayatımın göz kalemini buldum. Geçen gün siyah eyeliner üstüne çektim kalemi çok da güzel oldu dandikten bir de fotoladım, bu mudur bence budur:)))


postu yayınladıktan sonra bir tane daha sipariş ettim içim rahat:)

8 Aralık 2010 Çarşamba

NYX Trio Eyeshadows- Lake Moss


 24 Kasım'da Cherry Culture'den takipsiz kargoyla aldığım bu ürün dün elime geçti. Renklere,farların yapısına,pigmentasyonuna bayıldım. Çok başarılı. Sürerken hiç tozutmuyor, kadife gibi. Henüz makyajda kullanma fırsatım olmadı ama eminim güzel sonuçlar çıkacaktır. Lake Moss gördüğünüz gibi birbirinden güzel 3 koyu ton içeriyor. Hafif ışıltılı koyu morumsu ve lacivete, yine koyu ama altın rengi ışıltıları daha belirgin olan yeşil eşlik etmiş. Çok da güzel olmuş. Bu serinin diğer renklerine de göz koymak farz oldu, ah bir de çabucak gelseler. 

  
Flaşlı-
Renkleri swatchla yansıtabilmek zor iş tabiki de beceremedim, fotoğraftakinden çok çok daha güzel tonlar. Herhangi bir baz kullanmadım bu arada.


                                                             Flaşsız

3 Aralık 2010 Cuma

Golden Rose Glitter Eyeshadow


Ne zamandır aklımdaydı bu tombul kalemleri denemek. İndirimde 3.90TL'ye  yakalayınca 2 rengini kaptım. 404 pırıl pırıl mor,lila arası bir renk, 301 ise çok tatlı kırık beyaz yine ışıltılı. Beyaz olanı göz pınarı ve kaş altını aydınlatmak, farların altına baz olarak kullanmak için aldım, moru ise alt kirpik diplerine kullanıyorum. Yapı olarak yumuşaklar, kolay sürülüyor. Far olarak kullandığımda çizgilere dolma vb sıkıntı yaşamadım. Çok aşırı bir kalıcılıkları yok ama renkler cazip. Denemekten zarar gelmez

   flaşlı


                                                                            flaşsız

2 Aralık 2010 Perşembe

Ayva Tatlısı Seven????


Geçen hafta kurstaki menümüzün nadide parçalarından olan ayva tatlısını aslında hiçççç sevmem. Ama görüntü ye beni diyordu, ben ise yemedim ama fotoladım:)

Tarifi isteyen olursa;
 -1.5 kilo ayva
-1.5 kilo tozşeker(6 su bardağı)
-4-5 adet karanfil
-1lt su(4 su bardağı)
-1/8 çay kaşığı kırmızı gıda boyası
-500 gr elma
-1 adet çubuk tarçın
-kaymak
Ayvaları yıkayıp 2'ye bölüyoruz. Kabuklarını soyup, çekirdekli kısmı ayıklıyoruz.
Bir tencerede şeker, karanfil ve suyu kaynatıyoruz.Çubuk taçını da içine atıyoruz. Kaynayan şerbetin içine ayvaları tek tek diziyor ve yumuşayana kadar pişiriyoruz. Gıda boyasını da yarım bardak suda açıp üzerine gezdiriyoruz.
Fırını 170c de ısıtıp, süzdürdüğümüz ayvaları fırın tepsisine diziyoruz. Tencerede kalan şerbete rendelediğimiz elmaları koyup 10dak pişiriyoruz. Elmalı karışımı ayvaların çukur kısımlarına doldurup fırında 15 dak pişiriyoruz. Ayvalar soğuduktan sonra kaymak,fıstık bla bla süsleyip, afiyetle mideye indiriyoruz. Tabi seviyorsanız:)

1 Aralık 2010 Çarşamba

Coastal Scents Gel Eyeliner- True Black


Inglot'tan aldığım gel eyelinerm 
kuruyunca deneme amaçlı Coastal Scents Gel Eyeliner aldım. Fırça olarak da Destiny Precision 
Angled Liner Brush attım sepete. Paket USPS First-Class Mail International kargo ile yaklaşık 9 günde sağ salim geldi. Kargo problemi yaşamamak için diğer seçenekler daha mantıklı, benimkisi tamamen deneme amaçlıydı. Paketin içinden minnacık altın tonlarında pigment numunesi çıktı ama kendisini bulamadım resim çekerken.


Henüz taze olduğu için sürülüşü çok kolay, kayıyor resmen. Sonradan katılaşırmı malesef bilmiyorum. Renk yoğunluğu olarak da Inglot'tan hiç bir farkı yok resimden de gördüğünüz gibi. İkisi de yoğun mat siyah. Fakat kalıcılık olarak asla Inglot'un yanına yaklaşamaz. Sürdükten bir kaç dakika sonra parmağımda ikisinin de üzerinden bastıra bastıra geçtim. Coastal Scents gördüğünüz gibi dağıldı ama Inglot'ta tık yok. Inglot ıslandığında bile bu performansından ödün vermiyor. Her zaman favorim olarak kalacak. Kuruma problemi için de bir ara Duraline almayı düşünüyorum.



29 Kasım 2010 Pazartesi

Nilüfer- Son Arzum


Dün Çemberimde Gül Oya aşkım depreştiğinden beri belki 50 kere dinlemişimdir bu harika şarkıyı.
Biraz nostaljiye ne dersiniz?



25 Kasım 2010 Perşembe

Kozmetikcim.com

Ne zamandır bu alışveriş sitesindeydi aklım. 23 Kasım akşamında verdiğim sipariş bugün elime ulaştı. Bakalım ne almışım:)


Ups kargoyla beraber geldi bebişler.



Siparişimin yanına eklenen numuneler için teşekkürler:) Bir tane daha parfüm numunesi çıktı paketin içinden farketmemişim o resimde yok tabi:)


Cecile All Day Performance Eyeliner 14
Avon Glimmerstick Diamonds Eyeliner Twilight Sparkle


Hemen deneme sürüşü yapıp fotoladım. Flaşsız çektim renkleri olduğuna yakın gösterebilmek için. 
İlk izlenimler resmen bayıldım ben bu iki ciciyede. Twilight Sparkle mükemmel bir renk ışıltısı o kadar güzelki her an 2-3 tane daha alabilirim. Diğer renklerini de toplamayı düşünüyorum bu serinin.
Cecile'in bu kalemi baya ünlü malum, ama ününü sonuna kadar hakediyor. Rengine,yumuşak dokusuna diyecek laf zaten yok ve gerçekten de elimin üstünü ovmama rağmen çıkmadı, parmağıma biraz ışıltı geldi ama renk sabit. Gözde de aynı performansı verirse tutmayın beni:) Silgisiyle dağıtmayı denemedim o yüzden yorum yapamayacağım. En kısa zamanda makyajla bu cicileri hayırlamayı umut ediyorum.

Sitenin yorumuna gelirsek ben çok memnun kaldım, Pek çok marka ve ürüne ulaşabiliyorsunuz. 75TL üzeri alışverişlerde kargo ücretsiz, altındaysa Türkiye'nin her yerine 4TL. Aynı zamanda taksit imkanı da sunmuşlar. Bu siteye dadanmamak elde değil:) Ben göz atın derim. Buyrun tık tık

20 Kasım 2010 Cumartesi

Cinnete ramak kala


Bu aralar saçlarımla kafayı bozduğum için, blogda saçla ilgili pek çok yazı okuyabilirsiniz. Röfle psikolojimi bitirdi resmen, acaip pişmanım:) Geçenlerde dayanamayıp saçlarımın uçlarından 3-4 parmak aldırdım. Biraz da olsa kendine geldi ama içim rahat değil. Kopma problemim var malesef. Saf zeytinyağıyla bakım yapıyorum. Bunun dışında en kısa zamanda Kérastase Masquintense ve Age Recharge maskelerini almayı düşünüyorum. Ve bir daha mı röfle töbe:) Saçlarım en son paylaştığım resimdeki boyuna ulaşınca koyu kahve ya da siyaha boyayıp röflenin izlerini maziye gömmek gibi planlarım var. Bu süre içinde saçlarımı sevmeye,ona anlayışla ve sabırla yaklaşmaya çalışacağım. Şu an koyu renge boyatmak yine yıkım olur saçlara:( Bu arada yıllarca sarı saçla gezen arkadaşlara da saygı duydum helal olsun gerçekten büyük iş beceriyorlar. Ben beceremedim:) Oysaki sevmiştim  sarı saçı falan diye arabeske bağlcam olmayacak:) Neyse daha fazla saçmalamadan Behlül kaçar:((((

Ben de ödüllendim:)


Sevgili Dominika beni bu cici ödüle layık görmüş, çok çok teşekkür ederim kendisine:)
Ben de henüz ödüllenmemiş bütün bloggerlara paslıyorum ödülümü:)

11 Kasım 2010 Perşembe

Acemi Sarışın:(

Şu günlerde sarışınlık benim için; duşa girmekten, saç taramaktan korkmak, maskelerle, bakım yağlarıyla dost olmak, fırçada gördüğün her saç teline ayrı ayrı üzülmek, saçı kurutmaktan çekinmek, kuruyan saçları nasıl adam edeceğini düşünmek, bir fön makinasına, bir düzleştiriciye bakmak, fön makinasıyla başlayıp kolların ağrıması ve mecbur düzleştiriciye sarılmak, düzleştiricinin ısısını en düşük ayarda tutarak kendini kandırmak, pişmanlık sınırlarında dolaşmak, ne yapacağını bilememek ama yine de sarıyı sevmek demek. Tabi fönledikten sonra adama dönen haliyle:)

Hani senelerce saçlarını sarıya boyatan orta yaş üstü teyzeler vardır ya, saçları kadayıfa dönmüştür yoluk yoluk tövbe estağfurullah, sanırım onlardan olmaktan korkuyorum. Sarıyı seviyorum ama çıkar yolu bulamadığımı farkettim bu gün saçlarımı adam etmeye uğraşırken. Daha yeni işlem gördü biraz zaman geçince bakımla daha iyi olacak belki de ama ya olmazsa. Kafam karışık:) Bir delilik yapıp koyu renge dönmekten korkuyorum. Malum sarı saç yıka, kurut, çık kaldırmıyor. Düzleştiriciden vazgeçmem lazım ama şu an en çok ihtiyacını duyduğum şey kendisi. Söyle bana okuyucu, saçlarımın suçu ne:(((

9 Kasım 2010 Salı

Stil Sensin

STİLİNİ YANSITAN ARZU OBJENLE BİRLİKTE FOTOĞRAFINI ÇEK, www.trendyol.com/sen'e YÜKLE, KAZANAN SEN OL!

Seçkin markalara kolaylıkla ulaşım sağlayan trendyol, stilinizi yansıtan arzu
objenizi soruyor! Ayakkabı, elbise, aksesuar veya dış giyim… Sizin stilinizi hangi arzu objeniz belirliyor? Arzu objenle birlikte fotoğrafını çekerek www.trendyol.com/sen'e yükle, kazananlardan biri de sen ol…

Her gün yeni bir marka ve mağaza ile lüks kavramını Türkiye geneline yayan trendyol.com, moda takipçilerinin stillerini soruyor... Modayı takip eden, trendlere uyarak stilini oluşturanlar veya modaya birebir bağlı kalmadan kendi modasını yaratanlar… Stil sahibi olan herkes trendyol.com’da buluşuyor. 04 Kasım 2010 itibariyle www.trendyol.com/sen'e girerek katılım formunu dolduran, “işte benim stilim” diyerek arzu objesiyle fotoğrafını siteye yükleyen herkes yarışmaya katılabiliyor. Yarışma ayakkabı, elbise, aksesuar (şapka, gözlük, eldiven, çanta), dış giyim (trençkot, mont vb) kategorilerinde düzenleniyor.

Arzu objesi ile birlikte kendi fotoğrafını siteye yükleyenler arasından yapılacak juri oylamasında, her kategoriden bir kazanan seçilecek. 30 Kasım 2010 tarihinde toplanacak olan juride moda ve iş dünyasının sevilen isimlerinden Demet Mutlu, Deniz Marşan, Hande Ataizi, Yalçın Ayaydın, Begüm Tekin, Nihat Odabaşı, Sedef Orman ve Seda Domaniç bulunuyor. Jüri oylaması sonucunda kazananlar www.trendyol.comdan 1000 TL değerinde hediye çeki kazanırken Vogue Ocak sayısında yer alacaklar…
Stillerin birbirleri ile yarışacağı yarışmaya katılanları trendyol.com ziyaretçileri de oylayabilecekler. 30 Kasım 2010 tarihine kadar dört kategoride ziyaretçiler tarafından en çok oy alan katılımcılar da trendyol.com’dan 1000TL’lik hediye çekinin sahibi olacak.

E hade buyrun o zaman:)))

8 Kasım 2010 Pazartesi

Sarı Saçlarımdan Ben Suçluyum:)


Sonunda istediğim tona ulaşmış durumdayım:) Bugün dip boya yaptırırken röfleyi de tazelettim, evet saçlarım sertleşti, yıprandı ama olsun hevesimi aldım,alacağım da:) Bir dahaki röflem 4 ay sonra o zamana kadar kendine gelir herhalde saçlar:) Sizce nasıl olmuş, ben bayıldım:)))

7 Kasım 2010 Pazar

Maybelline- The Falsies Volum' Express Mascara




 Yeni rimelimi deneme bahanesiyle yaptığım makyaj olur kendisi. Daha önce kıvrık fırçalı rimel kullanmamıştım. O sebeple çok başarılı bir uygulama olmadı sanırım. Ama siyahın yoğunluğunu, kıvrıklık vermesini sevdim. Elim alıştığı takdirde daha başarılı sonuçlar çıkacaktır. Olmayan kirpiklerimi yapıştırmadığı gibi hafif bir uzunluk da verdi sanırım belki de kıvrıklığın verdiği bir görüntüdür bu. Kısacası hoşuma gitti bu cici. Henüz denemediyseniz bir göz atın derim.

3 Kasım 2010 Çarşamba

Rimmel London Matte Finish-Mattifying Topcoat


Ben de mat oje trendinden eksik kalmadım, gittim Rimmel'in bu güzel top coat'unu aldım sonunda. Geçen günlerde Capitol Watsons'a gidip Rimmel'in oje matlaştırıcısı var mı diye sorduğumda, yüzüme ufo gören masum köylü ifadesiyle bakan bayanlara da selam olsun. Orada bulamayınca şansımı Optimum Watsons'ta denedim ve son matlaştıcıyı kaptım. Ha bir de Beige Babe rengini aldım ki çok çok güzel bir taupe olur kendisi, hatta bulmuşken bir kaç tane daha alıp stok yapym, eşe dosta veriyim dedim ama o da bitmişti. Buyrun sevgili Deniz'in güzel tırnaklarında da görelim rengi:) Daha önce bu markanın ojelerini denememiştim, çok kızdım kendime; oval ve kocaman fırçasıyla, yapısıyla, kolay kurumasıyla kalbimi fethetti diyebilirim. Matlaştırıcıyı da çok sevdim görüntü güzel:) Kırmızım Flormar Supermatte serisinden m104. Sırada Sevilla'nın ojeleri var onlara da el atmak lazım, bloglarda hoş renkler ve yorumlar dönüyor.

Az kalsın unutuyordum, tırnak etlerim fena gözüme batmaya başladı ama maniküre gitmemekte ısrarcıyım. Açıkçası o tırnak etlerini kesen zımbırtıdan da hep ürkmüşümdür. Krem,losyon bla bla önerisi olan?  

2 Kasım 2010 Salı

Şimdi geldik yorumlara


Şu yazımda yeni aldığım şampuan ve saç kreminden bahsetmiştim. Geçen hafta itibariyle şampuanını bitirmiş bulunmaktayım. Açıkçası beni tatmin eden bir seri olmadı, Down Under Fruit Kicks'ten sonra attan inip eşeğe binmiş gibi oldum. Vaadettiklerinin hiç birini gerçekleştiremedi benim süpürge saçlarımda. Bir kere söylediği gibi bakım falan yaptığı yok, düzleştirici etkisini de göremedim. Tek artısı kullandığım süre zarfında en azından extra bir yağlandırma ya da kepek problemim olmadı. Başta sevdim sanmıştım ama yanılmışım, kısacası ben memnun kalmadım. Markanın bunun haricinde diğer serileri nasıldır bilemeyeceğim, deneyeceğimi de sanmıyorum. Sanırım Down Under Fruit Kicks 'e devam edeceğim. Nerde benim Narlı, Kivili misss gibi şampuanım. 

He bu arada tamam şampuan konusunda Fruit Kicks favorim olabilir ama yazın Watsons'tan aldığım Down Under Onarıcı Sıvı Krem feci fos çıktı. Kokusu hoşuma hiç gitmedi zaten, zorla bitirdim. Bunun dışında bırakın onarmayı, ıslak saçı taramadan önce sıktığımda,  sağolsun taramayı kolaylaştıran hiç bir etkisini de göremedim. Zaten bittiği gibi ( aynı anda 54375 farklı ürün kullanmayınca ben de birşeyleri bitirebiliyormuşum yaşasın, bundan sonra böyle:) Gliss Oil Nutritive Kırılma Karşıtı sıvı saç kremine dönüş yaptım. Pek bir severim de kendisini:) Kırılmaya etkisini bilmem ama kokusu ve kolay tarama için kullanabilirim. Saçlarım bu aralar feci kuru, vakit bulup maske cart curt yapamadığım için kendimi suçlu hissediyorum. Bayramda dip boya, bir kaç paket daha röfle derken daha kötü olmaz umarım. En kısa zamanda toparlamam lazım zavalli saçlarımı:( 


31 Ekim 2010 Pazar

İsmek-Osmanlı Mutfağı Kursu

Bu hafta sınavlarım sebebiyle katılamamış olmanın verdiği ezikliklikle, geçen hafta yaptığımız enfes yemeklerden bazılarını sizlerle paylaşmak istedim. Kursa başlamadan önce bu kadar keyif alabileceğimi tahmin etmemiştim. Hocamız Oya Hanım dünya tatlısı bir insan. Sayesinde birbirinden güzel tarifler öğreniyoruz her hafta. Tabi diğer kursiyerlerin de kafa dengi, şen şakrak insanlar olması işin cabası. Muftağa alışık,eli yatkın olsun olmasın içi biraz da olsa yemek yapma,yeni tatlar deneme isteğiyle dolu bir avuç insanız biz. Hepimiz aynı damak tadına, aynı beceri ve bilgiye sahip değiliz ama bu farklar bu işten daha bir zevk almamızı sağlıyor bence.

Her hafta 6 çeşit yemeğe emeğimizi veriyor ve tabiki bunları tadıyoruz. Sofranın kurulmasından, mutfağın temizlenmesine, bulaşıkların yıkanmasına kadar herşey bizim ellerimizden öpüyor tabi:) 
 Sabah 9.00 da başlayan bu zevkli mutfak serüveni şaka gibi de olsa 16.00 da bitiyor ve ben kendi adıma çok çabuk sıkılan bir insan olarak zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Yemekleri grup olarak yapıyoruz. Her tarife 4-5 kişi düşüyor ama bu demek değilki o gün pişen diğer yemeklerden bi haber kalıyoruz. Zaten tarifler 1 hafta öncesinden veriliyor ve ona göre alışveriş listeleri hazırlanıyor. Grupların kendi içinde telaşını, en güzelini yapma çabasını görmek, herkesin birbirine muazzam bir anlayış ve güleryüzle yaklaşması, her an yeni birşeyler öğrenmek bana büyük mutluluk veriyor:) Geçen hafta maharetli ablalarımın ustalıkla açtığı yufkaları
 hayran hayran seyrederken buldum kendimi mesela:) Mutfağı seviyorum hem de fazlasıyla. Kendi merakım, çabamla başlayan mutfak serüvenim bu kurs sayesinde bir aşama daha katediyor. Bu emeği daha profesyonel boyutlara taşıyabilmek için gereken eğitimi bir gün alacağımı umut ediyor, kaçarken resimlerle başbaşa bırakıyorum sizi:) 


                                                         
       Ekşili Lohusa Çorbası


                                              Kaplanmış Kabak- arka planda sarımsaklı yoğurt


                                Çorbadan bir kare daha, yine arka planda Tas Kebabı ve Soğanlı Pilav        
                                               

Fincan Böreği

He unutmadan bakmayın yemek tarifleriyleriyle ilgili post yazmadığıma, mutfaktan uzak değilim, sadece tembellik benimkisi foto çek, yaz bla bla zor geliyor.Bu arada resimlerin boyutları konusunda yardımıma hızır gibi yetişen Cafe Pepela'ya teşekkürü borç bilirim:)

17 Ekim 2010 Pazar

Sonunda:(



Yeniden doğmuş gibiyim okuyucu, mutluluğumu anlatacak söz bulamıyorum. 2 haftadır allahın her günü karga b.kunu yemeden kalkmak, köpek gibi yorulmak, en geç 12'de sızıp kalmak dışında hiç birşey yapamıyordum. Haftanın 2 günü dersim var onlar da malesef sabahın böğründe, diğer 3 gün yine sabahın böğründe kalkıp staja gidiyorum ve ölümüne yoruluyorum kafamı taşıyacak gücüm olmuyor malesef, bütün gün bilgisayar karşısında deli gibi çalıştıktan sonra kafa piyade şekilde eve geliyorum. Cumartesi yine b.k varmış gibi erkenden kalkıp İsmek'in Osmanlı mutfağı kursuna gidiyorum, kalkması zor geliyor ama çok eğleniyorum çaktırmayın:))) Neyse işte bu şekilde leş bir hayat yaşayan bünyeme dün gece 11 de yatıp bugün 1e doğru kalkmak ilaç gibi geldi. Mutlu uyandım resmen, zımba gibiyim. Bütün gün evde amaçsızca gebeşlenmeyi özlemiştim resmen, sonunda kavuştum kendisine. Şükür kavuşturana diyorum. Sabah erken kalkmanın evlat acısı gibi koyduğu bünyeme daha nice böyle güzel ödüller verebilmeyi umut ediyorum:)

10 Ekim 2010 Pazar

Eyeliner sen nelere kadirsin



Flormar TrueColor Dipliner, Sephora Crayon Yeux Eyes Pencil 222:)

Excipial Hydro


Malumunuz cildim çok çabuk tepki veren cinsten, azıcık abur cubur yiym hemen sivilce,kızarıklık basar suratımı. Uzun bir süredir nemlendirici olarak Bepanthen'in kremini kullandım ve çok memnun kaldım. Lekelere,izlere iyi geldiği gibi sivilce,parlama falan da yapmadı bende. Geçen aylarda Excipial Hydro'yu metheden yorumlara dayanamayarak aldım ve bundan da çok memnun kaldım. Bir kere çok çabuk emiliyor ve yumuşacık yapıyor cildi. Hydro'su yağlanmaya müsait ciltler için daha uygun, kuru ciltler Lipo'yu kullanabilir. Kokusu çok güzel. Makyaj altına kullanıyorum ve gün içinde extra bir parlama da yapmadı. Kısacası ben sevdim, uzun süre de vazgeçmem sanırım.

23 Eylül 2010 Perşembe

The Body Shop Oil Free Balancing Foundation SPF15


Malum geçtiğimiz haftalarda The Body Shop makyaj ürünlerinde 2 al 1 öde kampanyası yapmıştı. Bu kampanyadan benim de payıma düşen bu fondöten ve kabuki fırça olmuştu. Oil free fondöteni almak bir süredir aklımdaydı, üründen memnun kalanların yorumları sayesinde baya merak etmiştim. Bendeki 03 nolu tonu. Şu an yazdan kalma bronzluk sebebiyle açık kalıyor bu ton. Neyse o problem değil, ilk dikkatimi çeken şu ana kadar kullandığım fondötenlere göre kıvamlı yapıda oluşuydu.(onları da bir ara deşeriz) İlk olarak parmaklarımla sürmeyi denedim, ten ısısıyla daha kolay dağıtabilirim diye düşündüm ama hiç de öyle olmadı. Yağsız olması sebebiyle zaten kolay sabitleniyor eli çabuk tutmak lazım gibi geldi bana. Sonra fondöten fırçasıyla denemekte fayda var dedim, yokkkk yine aynı bir türlü bütünleşmedi fondöten yüzümle. Yayılmadı, çok çok kötü bir görüntü:SSS En son bugün ıslak süngerle uygulamayı denedim sabah hazırlanırken zaten kısıtlı zamanım vardı ama bu sefer de sonuç başarısız yine aynı görüntü, cilt tarafından bir türlü emilmeyen, doğru düzgün dağılmayan bir ürün oldu benim için. O kısıtlı vakitte tekrar makyajı silmek vb. ile zaman kaybettim. Neden böyle bir sonuçla karşılaştım anlamış değilim. Cildim karma, sivilceye yatkın. Yağsız fondötenin iyi geleceğini düşünmüştüm. Sizce sorun ne??? Fondöteni uygulamadan önce nemlendiricimi de sürmüştüm, ilk defa böyle bir sonuçla karşılaştım. Şu ana kadar en memnun kaldığım ürün MAC Face and Body olmuştu, ama şu an ten rengim onun için koyu kalacak. Bunun dışında Max Factor Lasting Performance'tan da memnun kaldım ama günlük kullanımda bu denli yoğun bi kapatmaya ihtiyaç duymuyorum. Maybelline Affinitone 'da yine memnun kalarak kullandığım bi üründü. Sizce nasıl bir ürüne yönelmeliyim. En basiti gidip Face&Body nin uygun tonunu almak ama rengim açıldıktan sonra o da yalan olacak:))))




21 Eylül 2010 Salı

Aylar Sonra Makyaj Postu



Sıcak havalar sebebiyle sadece rimel, belki biraz da kalem kullanan ben evde boş boş otururken hadi bir makyaj yapym dedim, sonucunda ortaya böyle bir şey çıktı hemencecik fotoladım. Far kullanmayalı aylar olmuş, bir değişik geldi gözüme makyaj. Alışamadım. Havalar serinleyince farlar, eyelinerlar yine havalarda uçuşacak. Bunlar ufak ısınma turları:)))

16 Eylül 2010 Perşembe

Sonunda Röfle


Aylardır planladığım röfleyi sonunda yaptırdım. Aslında daha yoğun bir sarı istiyordum ama malum bi anda komple sarı olmak kolay olmuyor bi dahaki röfleye inşallah. İlk defa röfle yaptırdığım için kurbanlık koyun gibi hissediyordum kendimi. Allahtan ilk paketler açılınca renk içime sindi, kopma yanma da olmadı çok şükür. Paketten sonra cila atmaya da gerek kalmadı. Doğal olarak azıcık da olsa sertleşme var onuda bakımla kendine getirmeyi planlıyorum. Yaklaşık 1.5 ay sonra dip boyaya gittiğim zaman aralardaki koyulara da paket atacağını söyledi kuaförüm.
Benim içime sindi, sizce nasıl olmuş:)))) Röfle konusunda tecrübeli olan okuyucularım yorumlarınız, önerilerinizi bekliyorum:)

15 Eylül 2010 Çarşamba

Kruidvat Fruity Botanicals



Bugün yaptığım Watsons çıkarmasından bir kaç parçayı paylaşmak istedim. Şampuan reyonunda gezerken gözüme çarptı bu ciciler. Sanırım kısa zaman önce getirdi Watsons bu markayı. Hollanda kökenli bir markaymış Fruity Botanicals. Ambalajı, kokusu hoşuma gitti denemeliyim dedim. Yaklaşık 7-8 aydır Down Under Natural's Fruit Kicks serisini kullanıyorum ve gerçekten çok memnun kaldım. Başta saç kremini de kullanıyordum ama kısa zaman içinde sadece şampuanı bile saçlarımı yumuşacık ve parlak yapmama yetti. Kokusularına yorum bile yapamıyorum hele de Narlı seri. Neyse işte bu kadar memnun olduğum halde neden şampuanımı değiştirdim ben de bilmiyorum. Umarım bunu da severim bana iyi gelir.

Bendeki seri gördüğünüz gibi Anti Frizz serisi. Nar ekstresi ve inci proteini içerip, kuru ve yıpranmış saçlara ekstra bakım yapıyormuş kendileri. İsminden de anlaşılacağı gibi kabarmayı önleyici ve düzleştirici etkisi varmımış. Bakalım ne kadar doğru:) Fruit Kicks'i aratmaz inşallah.

He bu arada Watsons'ın ballı serideki onarıcı maskesini de aldım.Şampuanla beraber maskenin de etkileri ve yorumlarını ilerleyen postlarda paylaşırım. Bir kaç gün içinde röfle yaptırmayı planlıyorum bakıma önem vermem lazım, çok endişeliyim ilk defa röfle yaptırcam. Boya işlerinden gayet güzel anlıyorum ama röfle konusunde tecrübem olmadığından kafam soru işaretleriyle dolu. Ya istediğim ton çıkmazsa, ya saçlarım çok yıpranırsa bla bla. Ama hazır saçlarım bu kadar açık renkken yaptırmazsam çok içimde kalacak. Neyse umarımm sonuçtan memnun kalırım.

11 Eylül 2010 Cumartesi

Yaşıyorum:)



Evet farkındayım:) Bu sefer çok oldum, sorumsuzluğun dibine vurdum. Yaz dedim, rehavet dedim, dedim de dedim. Ama bu sefer durumlar farklı. En son postu 28 temmuzda yazmışım şaka gibi. Yaklşık 4 haftadır blogu sadece 1 kez açabildim elimde olmayan sebeplerden ötürü. Bu süre içinde laptop yanımda değildi gerçi olsaydı nolcaktı internet olmadan yine postsuz boynu bükük kalacaktı buralar. Kendime inanamıyorum 4 hafta boyunca sadece 1 kez oturdum bilgisayar başına o da toplasak yarım saat etmez, nasıl dayandım, nasıl geçti vakit bilmiyorum. Demekki olabiliyormuş. Neyse efendim boşverin beni, sizler iyisinizdir inşallah:) İstediğiniz kadar sitem edebilirsiniz hakettim. 1-2 hafta daha başı boş kalabilir bu zavallı blog. Ama sonrasında kaldığım yerden BU SEFER SÖZ devam edeceğim. Artık sıcak havalar, mayışıklık vb. bahanelerim de olmayacak. Hazır sonbahar benimn ayım da kapıya dayanmışken elbet yazacak şeylerim olacaktır. Şimdilik hoşçakal sevgili okuyucu. Behlül kaçar:)

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Primolut N

Meşhur tatil kurtarıcımızı bilmeyen yoktur herhalde. O yüzden ne yapar, ne işe yarar, nasıl kullanılır uzun uzadıya anlatmayacağım. Bahsetmek istediğim şey bugün beni ne hallere düşürdüğü:((( Normalde regl dönemini rahat, güle oynaya atlatan bi bünyem var. Çok çok nadir sancım olur o da en fazla ilk yarım saat. Primolut'u da senelerdir kullanırım, saolsun sayesinde pek çok kez regl derdini erteleyip, tatilimi savuşturduğum olmuştur. Tabi ilacı kestiğim anda hayattan soğutacak hallere sokmuştur da bu meret. Ama herhalde bugüne kadar bu denli mahvetmemişti beni. İlacı keseli 3 gün oldu. Malum kırmızılar kendini gösterdi hemencecik. Dedim Sochic hadi yırttın ağrı sızı yok yine iyisin. Ama aniden nefesimi kesecek kramplar,sancılar içinde kaldım. Yatsam olmuyor, otursam olmuyor. Kıvrana kıvrana yürüyorum evin içinde anca o şekilde nefes alabiliyorum. Hayatımda böyle bi sancı görmedim ki ağrı eşiğimin yüksek olduğunu da düşünüyorum. Hastaneye gidiyim bari dedimmm giyinemiyorum o derecede. Hemen bi Diclomec attım. Yarım saat geçti hiç bir değişiklik yokk hatta daha da azıttı sancılar. Bu süre zarfında hiç oturamadım inanın, çünkü oturunca daha da kötü oluyodum. Devamlı ayakta volta halindeyim. Neyse ilaç kutusunu araya taraya son Majezik'i de aldım belki geçer diye. Bi yarım saatte onun etkisini göstermesini bekledim tabi. Neyseki şu an iyiyim çok şükür:))) Bıçak gibi kesildi bütün ağrı, sancı. Bi an ölüyorum sanmıştım çünkü:) Bi daha mı tövbe diyorum Primolut'un adını duymak bile istemiyorum sanırım. Allah kimseye dermansız dert vermesin, böyle ağrılar sancılar içinde bırakmasın.

Bu arada uzunnnn bi ara oldu sanırım, bu arayı böyle tatsız bi postla kapattığım için kusura bakmayın:)

13 Temmuz 2010 Salı

Yine Nostalji:)

Ben bu şarkıya ölürüm, dirilir sonra yine ölürüm:))))) Bu yaz "Sevdanın Son Vuruşu" isimli süpersonik şarkısıyla kulakların pasını attıran Tarkan neler yapmış yahu zamanında dimi:) Çılgınsın mennnnn:)))))))

Hadi ne duruyoruz dinleyelim o zaman Bakalım ne çıkacak:)



5 Temmuz 2010 Pazartesi

Behlül'e Ne Oldu?


Aldığım bu maili sizlerle paylaşmazsam olmazdı:) Bakalımm mezar başındaki Yaban, kürek mahkumu hallerinden sonra Behlül Kaçar'ın başına neler gelmiş.


Yarasın tosunuma karpuz kabuğu:)


Biraz kocakafalar kıvamında olmuş ama eline kürek yakışmış heee:P

Çılgınsın mennnnnn:PPPPP






İşte favorim:)))))) O nası bi dilenmedir yaaa:PPPP