23 Eylül 2011 Cuma

Tipe Bak Hizaya Gel


Fotoğraf ve başlık bu postun gidişatının nasıl olacağı hakkında tüyo veriyor değil mi? Vermeli de zaten. Kendisi bende tvde gördüğümde ekrana tekme atma, radyoda orda burda sesini duyduğumda da ses tellerini sökme isteği uyandırabilen tek insan. Gerçekten anlayabilmiş değilim, bir insan bu kadar bet sesli olup nasıl ortalıkta elinde mikrofon gezinebilir, nasıl bir özgüven, neyin kafası? Şahsen böyle sesim olsa banyoda kendi kendime bile şarkı söylemeye çekinirim, maazallah biri duyar da ele güne madara olurum diye. Yine bir insan nasıl bu kadar vasat tipte olup da, fucker gezinir, kasım kasım kasılır? Bestelerine falan laf etme lüksümüz yok müzik otoritesi değiliz ama bir izleyici olarak kendisi bende tahammül falan bırakmıyor o gerçek.



İçten, kocaman gülen insanları hep sevmişimdir, ağzı yamultarak lütfedilen "samimi" gülümseler bana göre değil. Ama Sinan Bey gülmesin allah aşkına bak, allahın adını aldım. Dişleri, ağzı hakkında çok yazıldı çizildi, ben de üstüne tuz biber ekmeyeceğim ama şu adama ördek demeyin lütfen, neticesinde ördek sevimli bir hayvan. 
Sahnede hiperaktif takılıyor kendisi, garip hareketler, hangi mantıkta yaptığını anlamadığım çömelik duruşlar, elleri, kolları savurmacalar, gözleri kısıp kameraya atılan seksi!!! bakışlar. İzlemeye yüreğim dayanmıyor. Ses desen, bulmacalarda yazan "Boru Sesi" sorusuna cevap olarak o iki kareye Sinan Akçıl'ı sığdırmaya çalışsak yeridir. Ben kendisine üzülüyorum, etrafında gerçek dostu olduğunu düşünmüyorum, çünkü çok fena gazlayıp salmışlar meydanlara, sonra "tutmayın küçük enişteyi" vakası. Şu videoya bir göz atın, tavırlar falan fazla söze gerek yok



SİNAN AKÇIL "ATMA" ŞARKISI oguzhansaran

Bir de ben hayatımda bu kadar omuzsuz bir adam görmedim, vazo gibi. Git bir omuz kas, vücut çalış dimi ama. Ha yapmıyorsan, göz önünde bir insansan, şov yapıyorsan kamufle edeceksin, gömlekle çıkmayacaksın, vatka destekli ceketlere sığınacaksın, göz zevkimizin içine etmeyeceksin. Bla bla.




Kapanışı bu videoyla yapıyorum, özet niyetine. İbretlik paylaşım.

20 Eylül 2011 Salı

Booty Holo 12






Booty ojeleri geçen bahar Eminönü'nde zar zor bulmuştum, bir kaç tane renk kalmıştı bu da onlardan biri. Keşke bu markanın diğer hololarını da bulabilsem, yağ gibi kayıyor sürerken bayılıyorum. Tekrar gittiğimde bulursam stoklayacağım. Holo efektini muhteşem kaliteli fotoğraf makinemle pek yansıtamadım. Nfu Oh holoları görünce dibim düşmüyor değil:(

18 Eylül 2011 Pazar

Gliss'in sunduğu Bana Dair reklamlardan sonra devam edecek



Kimisi vazgeçemeyeceğim, kimisi memnun kaldığım, bazıları bitmiş veya biteyazan, bazısı ise henüz kullanmaya başlamadığım ürünler. Kendi adıma konuşacak olursam ister sadece saç bakım ürünü almak için, isterse genel bir alışveriş amacıyla dolandığım kozmetik reyonlarında nedense Gliss ürünleri, kampanyalarına bakmaktan alıkoyamam kendimi, almayacak bile olsam kurcalamak, vaatlerini okumak bana keyif veriyor. Bu diğer markalar için geçerli değil bunu farkettim. Seviyorum ben Gliss'i ya. Aynı anda 4 farklı serinin şampuanlarını almama kaç puan peki? Neyin kafası. Taht kurmuş kalbime resmen, denemekten, kullanmaktan alıkoyamıyorum. Tek olumsuz düşüncem ürünlerin kokuları, burdan sesimi duysalar bir el atsalar şu olaya ne hoş olur değil mi? Bu kadar öne çıkan bir marka için kokular vasat kalıyor yahu, neyse yine de Gliss candır. Ultimate Repair serisi, seni seçtim haydi göriyim seni koçumsun. (Schwarzkopf'tan iş tekliflerine açığım:P)

15 Eylül 2011 Perşembe

Dip Röfle Volume 2


Yaz diye saçlarımı kendi haline bırakmıştım, ne düzleştirici, ne fön, ne de bakım, allahlık bir halde uzadılar. Röfle yaptırmak aklımdaydı ama çok üşeniyordum ne yalan söyleyeyim. Ama baktım olmuyor, dün de Prensesim'in mis gibi röflesini görünce dedim kızım kalk silkelen. Bugün soluğu kuaförde aldım. Dip boya ve dip röfle işlemi uygulandı. Rengi konusunda içim çok rahat, ama malesef yer yer kopmalar yaşadım:( Hem de çok alakasız yerlerden. Kafamın tepesinden biraz problem oldu diğer yerler çok şükür sağlam. Zayıf halkalardan kurtulduk diye züğürt tesellisi yapamayacağım. Evet sarıyı seviyorum ama içim de cız etmedi değil. Kuaförüm röfle konusunda çok titiz, eski röflelerle yeni attıklarını üst üste getirmemek için kılı kırk yarar. Saatlerce uğraştı, üstten biraz kopma yaşayınca o da çok şaşırdı. Neyse sağlık olsun, bir şekilde kendine getircez artık o kısmı. Kopan tellerin uçları tahmin ettiğiniz gibi zigzak zigzak ve sert, güneşte uçlarını kesip o sertlikten kurtulmayı planlıyorum. Yani anlayacağınız yine bir röfle, yine sil baştan. Değer mi? 

Merak ediyorum röfleden 0 kopmayla, yıpranmayla yırtan var mı acaba:)

Mor Holo-Franken




Bu benim ilk frankenim. Acemiliğime denk geldi ne ne kadar karıştırdım yazmadım, göz kararı, hoşuma giden tonda bıraktım. Ama çok açık somon rengi bir ojeden yola çıktım diyebilirim. Bir türlü yansıtamadığım holo efekti içinse Booty'nin 14 nolu sarı holosunu kullandım. Benim çok hoşuma gitti, sizce nasıl olmuş??




14 Eylül 2011 Çarşamba

Çatlayan Oje-Golden Rose Grafitti Nail Art+Alix Avien 232




Alix Avien ojeler benim için her zaman Flormar ve Golden Rose'a göre bir adım daha önde olmuştur, nedense daha kolay sürüyorum ve daha çabuk kuruyor gibi geliyor bana. Golden Rose'un çatlayanını diğer markalarla kıyaslayamayacağım çünkü denemedim, ama fazla katı kıvamlı sanki. Bu da uygulamada sıkıntı yaratabiliyor. Bazı yerleri daha ince sürdüm, daha ufak ve boyuna çatlamalar hoşuma gidiyor, bkz. yüzük parmağımda bir kısım belli belirsiz boyuna çatlamış. Üzerine herhangi bir top coat sürmedim, sürsem daha iyi durabilirdi sanırım.

13 Eylül 2011 Salı

Yakaladın Yakaladın'dan Kelepir Konad Çakması



Bir ben eksik kalmıştım zaten dimi, ucuza bulunca denemekten zarar gelmez dedim. Yedek diskler 5'li halde 5.90TL, set ise 6.95TL. Kargo 2 günde elinizde. Denemek isteyen tık tık

Rimmel London Lycra Nail Care-Stronger


Tırnaklarım çabuk kırılabiliyor, hem de ne kırılma öyle ucundan kenarından değil, bir bakıyorum güzelim uzun tırnak nerdeyse ortasından kırılıvermiş. Kısaltsam acısından oturur ağlarım, günlerce yara bandıyla kırığı kamufle etmeler falan. Neyse efendim, benim bu sorunlar için kullandığım ürün meşhur Kalyon'du. Kaç şişe bitirdim  hatırlamam. En son almaya gittiğimde Rimmel'in bu ürünü gözüme çarptı, denemekten zarar olmaz dedim, aldım. Çok da iyi yapmışım, Kalyon'dan daha iyi geldi tırnaklarıma. Ben her zaman base coat niyetine kullanıyorum, tırnaklarımı oldukça sertleştirdi, güçlendirdi. Kısaltsam bile çabucak uzar oldu. Çok memnun kaldım. Rimmel'in diğer tırnak bakım ürünlerini de denemeyi düşünüyorum. Kırılan tırnaklara derman arayanlar, bu ürüne bir bakın derim.



Ojemin rengini tabiki de düzgün yansıtamadım. Halbuki oldukça güzel bir yeşil, Claire's 46, üzerine de Golden Rose 98 sürdüm.



Flu ama parıltılar bir nebze olsun belirgin.


12 Eylül 2011 Pazartesi

Golden Rose Silky Touch Pearl Eyeshadow-126


Ne zamandır far kullanmayan ben, bunu aldığımdan beri elimden düşürmez oldum. Hoş bir taupe; siyah, hafif dağıtılmış göz kalemi ve bol maskara ile oldukça başarılı bir göz makyajı çıkarmış oluyorsunuz. Far bazı falan kullanmadan da renginde uçma kaçma olmuyor. Bu seriyi daha önce denememiştim, yumuşacık, çok tozutmuyor ve rengini güzel veriyor. Sevdim yani.Günü kurtarmaktan öte bir far oldu benim için, favorilerime ekledim. Deneyin derim. Sıra MAC Satin Taupe ve Club'ta, hazır taupe'a alışmışken almak farz oldu.




8 Eylül 2011 Perşembe

Vichy Normaderm Tri-Activ Nemlendirici Bakım


Tataaa bitmiş bir ürünle karşınızdayım. Bu ürünü cildimin oldukça sorunlu olduğu bir dönemde almıştım, hemen hemen 2,5 ay kullandım ve genel olarak memnun kaldığım bir ürün oldu. (ben salaklık yapıp fazla kullandığım için 2.5 ay dayandı, normal kullansaydım daha giderdi) 



 Bildiğiniz gibi sorunlu ciltlere 3 önemli vaatle hitap ediyor kendisi. Bunları gerçekleştiriyor mu? Yavaş yavaş da olsa evet. Nemlendirme olarak çok memnun kaldım diyebilirim, verdiği matlık da fena sayılmaz. Sivilceleri de normal iyileşme süresinden daha kısa sürede geçiriyor diyebilirim, ama tabi bu benim nerden çaldığı belli olmayan eşek derisi suratımdan da kaynaklı olabilir. Kullandığım süre içinde sivilceleri kusturma, coşturma tarzı bir etkisi de olmadı. Ha söylemeden geçemiyeceğim bendeniz sivri zeka başlarda bu ürünü arap yağı bol bulunca her yerine sürermiş hesabı kullanmam gereken miktardan biraz!!! daha fazla kullanıyormuşum:) Bunu da nasıl farkettin derseniz kremi sürdükten birkaç saat sonra cildim resmen soyuluyor gibi oluyor, elimle ovaladıkça fazla!! olan kremler   katman katman elime geliyordu:) Dedim Sochic kendine gel, bir de normal insan gibi kullan şu meredi. Tabi böyle yapınca bu sorun ortadan kalktı, böylelikle ne kadar çok=o kadar etkili olmadığını da bir kez daha görmüş olduk. 

Ha derseniz ki bunu kullandın, cildin ay gibi mi oldu, tabiki de hayır,     1-2 tane kistik olarak çıkıp haftalarca geçmeyen sivilcelerim daha ufak boyutlarda benle olmaya devam etti. Sanırım artık kendimi alıştırmalıyım hiç bir zaman cildim pür-ü pak, sorunsuz olmayacak. Hiç sivilcem olmasa ayna gibi parlıyorum bir kere daha ne olsun:) Yine de deniyoruz işte, ne kadar aza indirirsek o kadar iyi. Bu ürünle beraber Bioderma Sebium temizleme jeli kullanmıştım, fena bir ikili olmadılar kısacası. Tekrar alınır mı? Neden olmasın?



Dikkat edenler için ürün paraben içermiyor, kokusu da aşırı değil.



1 Eylül 2011 Perşembe

Sağım Solum Kore:)

Youtube'ta tesadüfen izlediğim video sonucunda resmen fanı oldum bu güzelliğin, işte karşınızda Yerin Park:)))





Bunlar da resimleri, Facebook sayfası bile var,yerim yerim:)




Video Youtube'tan; kanalı: http://www.youtube.com/user/bobaepapa


Fotoğraflar Facebook sayfasından: http://www.facebook.com/WeLoveYerin?closeTheater=1