30 Kasım 2011 Çarşamba

Neye Niyet Neye Kısmet


Bloglarda okuduğum yorumlar sayesinde MAC Matchmaster fena halde kanıma girmişti. Nedense basiretim bağlandı, MAC mağazasına bile uğramadım. Sonuç bu. 

Inglot AMC pudra yumuşacık yapısıyla tercihim oldu. Kapatıcılığı ve ciltte duruşu için henüz bir yorum yapamıyorum, mağazada iş olsun diye denetip hemen aldım. Umarım spot ışıkları renk konusunda yanıltmamıştır. Kullanmaya başladıktan sonra detaylı bir post hazırlayacağım.

Rimmel London'ın tırnak bakım ürünlerinden Stronger'ı çok memnun kalarak kullanmıştım ama bittikten sonra bir süre bulamadım, bu süre zarfına Flormar kullandım ama malesef tırnaklarıma hiç iyi gelmedi, neredeyse her hafta bir tırnağım kırılır duruma gelmişti ve soyulma problemi yaşıyordum. Neyseki buldum ve hemen kaptım, sararmalara karşı olan ürününü denemek istedim. Güçlendirici ile ilgili yorumlarım için tık tık

Pantene'in kokusuna her zaman hastayımdır, ama hiç kullanmadım desem yeri. Bence şampuanda bu tarz temiz kokular kullanılmalı, Gliss duy beniiii. Gratis'te bazı serilerde 3 al 2 öde vardı kokularının hatrına aldım. Bakalım Ultimate Repair serisini geçebilecekler mi? Bi de köpük aldım Hobby'den parlaklık verecekmişmiş. Saçlarımı uzun bob kestirdiğimi söylemişmiydim. Düzleştiriciyle iri dalgalar yaparken köpüğün kullanışlı olabileceğini düşünüyorum. 

Hala aklım Matchmaster'da tabi, en kısa zamanda benim olmalı

29 Kasım 2011 Salı

Çocukluktan Aklımda Kalanlar- Psikolojimi bozan ufak detaylar desek daha doğru olur sanırım:)-Uzun yazı




Bu şarkı bir anda nereden aklıma geldi bilmiyorum, aslında internette bulacağımdan şüpheliydim ama yanılmışım. Zamanında hangi mantıkla bu plağı almışlar bilmiyorum ama ben bu şarkıyı dinleyip kendimi yerden yere vurduğumu ve salya sümük ağladığımı hatırlıyorum. Çok içime dokunurdu, ama dinlemekten de kendimi alamazdım. Bir de Küçük Kız vardı  "Küçük kız, küçük kız söyle bana nerdeydin". Plağın başına oturup, sanki dünya başıma yıkılmış gibi ağlar dururdum. Kimse de demezdi "Aga sen napıyorsun?" çalışan anne babanın çocuğu olmanın bu tarz etkileri de oluyor işte:) 
Dramın, depresyona yatkınlığın temelli böyle böyle atılıyor farkında olmadan.


Bir de Şeker Kız Candy vakası vardı tabi. Daha doğrusu Terry Grandchester. Aman allahım, benim ilk aşkım:) Candy'i zaten ayıla bayıla izlerdim, Candy sayesinde taşkınlıkların, biraz da erkek Fatma'lığın, şirret kuzen İlayza'yla ise ilk entrikaların, puştluk peşinde koşmanın temellerini attım. 


Anthony benim için hep mıymıntının tekiydi, ama Candy hatrına izliyorduk sarı çiyanı. Öldü gitti de rahat nefes aldım. Neyin kafasıysa artık, çizgi filmde de olsa sevmediğim birinin başına gelen kötü bir olaydan zevk alabilir duruma gelmiştim:) Sonra sislerin arasından o çıkageldi. Terry Grandchester:)))))


İlk görüşte aşk bu olsa gerek:) Resmen salyalarım aka aka izlerdim Terry'i. Dik dik konuşmaları, sigarayı içişi, pervasız ve asi tavırları, o yürüyüş, rüzgarda savrulan saçlar( ki erkekte uzun saç kabusumdur), ince ruhlu romantik serserim benim:DDD Candy'e söver, içten içe delice kıskanırdım. Anthony'yi düşündükçe Terry'i kafasından çıkarmaya çalışır, zıtlaşır, her ne kadar deli gibi kıskansam da ekran başında bana saç baş yoldururdu. Terry nasıl reddedilebilirdi, bu kız mal olmalıydı. Benim için Anthony bir gram bal tadı almak için kilolarca keçiboynuzu yemek gibiydi. Terry ise mega boy Nutella kavanozu. Sonra yavaş yavaş yakınlaşmaya başladılar, işte yine o anlarda da beynimden vurulmuşa dönüyor, nemli gözlerle seyrediyordum hayatımın çizgi filmini. Hele de o meşhur öpüşme sahnesi ve Terry'min yanağında patlayan şamar. O an Candy'nin ağzını yüzünü kırmak istedim, hırstan yastıkları ısırdığımı hatırlıyorum. Kısacası Candy daha doğrusu Terry sayesinde bizim nesilde oluşan çizgi film karakterine aşık olma eğilimi ilerleyen yıllarda kendini kadınların efendi erkek yerine piç tercih etme eğilimine bıraktı. Şu anda kazık kadar olup da Terry Grandchester adını duyunca abovvvv çekebilecek bir sürü insan bulabilirim:)

Pek çoğumuzun çocukluğuna, ergenliğine damga vuran meşhur Kara Melek dizisine değinmezsek olmaz değil mi ama?




Boru değil bence Türk dizi tarihinde entrikalı, dolap çevirmeli diziler için miladtır kendisi. Seneler geçse de kendini izlettirir. Bu diziyle de dark side'a yönelmeler, efendime söyleyeyim bir femme fatale durumu, göz devirmeler, kafada dönen bin beş yüz tilki falan hayatımıza girdi. Sanem Çelik o dönemin minnak ergenleri de dahil olmak üzere erkek nüfusuna vurdu geçti. O vamp, zeki, şeytan Yasemin rolünden sonra Sanem Çelik'i Aliye dizisinde asla kabullenip, oturtamadım zaten. 

Çocukluğumun daha doğrusu psikolojimin içine eden bunun gibi pek çok şeyden bahsedebilirim aslında. Misal Natalia Oreiro'lu Vahşi Güzel, Show Tv'nin meşhur kırmızı nokta kuşağı ( babaanne, dede uyuyunca tv'yi gizli gizli açar, zaplarken göreceğimi görürdüm:), Tuttu Frutti isimli efsane tv programı ( nam-ı diğer Çin Çin)...
Ama postu daha fazla uzatıp sıkmak istemem. Ne kadar psikolojimizin içine edecek tonlarca detay olsa da 80'lerin sonu,90'larda çocuk olmak candır. Ataridir, Sega'dır, kuru yemişçilerdeki janjanlı lacivert pakette Koko'dur, taso oynamaktır, Back Street Boys'tur, Güner Ümit'le Turnike izlemek, pazar akşamları Bizimkiler'e takılmak, Capri Sun'la önce hüpletip sonra gümletmek, Parliament Pazar Gecesi Sineması'dır. Tsubasa'dır, amerikan traşına tapmaktır, Sailor Moon, Beetle Juice'dur.



28 Kasım 2011 Pazartesi

Bitirdiklerim


Bloglarda okuduğum biten ürünler temalı postlara hep çok özenmişimdir. Makyaj malzemelerini bitirmek benim için hayal, o sebeple ben de biten ıvız zıvır ne varsa boşlarını atmadım post yazacağım diye. Ürünler bittikçe kendimle övündüm, "aferin sen de aldıklarını kenara atmadan bitirebiliyormuşsun" deyip gazladım kendimi. Sonuç bu:)

Gliss Ultimate Repair serisi: Beğendiğim, memnun kaldığım bir seri. Özellikle saç kremi, maske ve spreyi çok güzel. Onarıcı spreyi ve saç kremini tekrar aldım. Yorumlarım için tık tık.

Gliss Color serisi: Az da olsa parlaklık verdiğini söyleyebilirim. Bunun dışında pek bir esprisini göremedim. Tekrar alacağım bir ürün değil.

Gliss Total Repair Sıvı Saç Kremleri: Kaç şişe bitirdim bunlardan hatırlamıyorum, her zaman elimin altındadırlar, keşke kokuları biraz daha güzel olsa, genel anlamda Gliss ürünlerinin kokularıyla bir türlü yıldızım barışmadı. Ama sıvı saç kremleri candır, tabiki de almaya devam.

The Body Shop Banana Banane serisi: Muz hastası biri olarak bu serinin kokusuna aşığım, resmen şişeleri kafaya dikmek istiyorum, hatta itiraf ediyorum şampuanın minnacık da olsa tadına baktım:D Saç kremi yumuşatmak konusunda başarılı, ama şampuan içime sinmedi, kremi kullanmasam saçlarım keçe gibi olurdu. Sevemedim, alırken 2 şampuan 1 krem almıştım, bir tanesini zorla kullandım,diğer şişe 0km duruyor. keşke kremini alsaymışım:/

Superdrup Crush Body Sprey: Watsons'tan 1-2TL gibi bir fiyata almıştım, tam çantaya atmalık, kokusu da güzel, fresh ve kalıcı. Beğendim. Gözüme çarptığında tekrar alabilirim.

Flormar Oje Kurutucu Sprey: Sevmedim, memnun kalanı çok ama bana kurutmuyor gibi geldi, Ojeyi sürdükten 3-4 dakika sonra sıkarak kullandım. Pek işe yaramadığını düşünüyorum nedense:S

La Roche Posay Effaclar Duo: 10 numara, alıp alıp stoklayasım geliyor, şu an 2. tüpteyim yedekte 1 tane daha var, bugün yarın yine 2.li setlerinden kapmayı düşünüyorum. Harika bir şey:) Yorumlar için buyrun.

La Roche Posay Effaclar Gel numuneleri: Numuneleri bitirdikten sonra ürünün tam boyunu da aldım, daha önce de kullanmıştım. Çok başarılı, Duo'yla beraber güzel ikili oldular. Severek kullanıyorum. Karma yağlı ciltlere tavsiye ederim.

Nivea Dry Comfort Roll-on: Devamlı kullandığım bir ürün, roll-on da vazgeçilmezim. 

Neutrogena İki Fazlı Göz Makyajı Temizleyicisi: Bioderma'yı keşfetmeden önce su gibi kullandığım bir üründü. Göz makyajını çıkarmada oldukça başarılı, gel eyeliner falan dinlemiyor söküp atıyor. Artık Bioderma kullandığım için stoktaki son şişeyi bitirirken epey zorlandım, vefasızlık bu olsa gerek:D

Vichy Normaderm Triactiv Nemlendirici Bakım: Genel olarak memnun kaldığım bir ürün oldu. İlk kullanmaya başladığımda miktarı abarttığım için fena soyuluyordum, normal miktarda kullanınca böyle bir şikayetim kalmadı, etkili güzel bir ürün, yine sivilceye yatkın karma yağlı ciltler için tavsiye ederim. tık tık.

27 Kasım 2011 Pazar

Onlineeczanem.com ve budabenimguncem.blogspot.com işbirliğiyle ‘’ Nuslank X-Tra Gel Selülit Giderici Krem’’ Kampanyası Başlamıştır


 
NASIL KATILACAKSINIZ ?

Uyarı:Kimi arkadaşlar onlineeczanem.blogspot.com ve facebook sayfasına katılmıyorlar.Sayfaya katılmayan arkadaşlar çekilişe dahil edilmeyeceklerdir.Çekilişin yapılacağı gün hediyeyi kazanacak kişi onlineeczanem blogta ve facebook ta incelenecektir.

Not: Facebook hesabı olmayan arkadaşlar sadece onlineeczanem.blogspot.com'a katılarak çekilişe katılabilirler. 

-Öncelikle AŞAĞIDAKİ METNİ KOPYALAYIP  varsa bloglarınız da yayınlayıp çekilişimizi duyuruyorsunuz..metin içerisindeki linklerin blogunuzda çıkmış olmasına dikkat ediyorsunuz..

Kopyalayacağınız metin : "http:www.onlineeczanem.com ve http://budabenimguncem.blogspot.com işbirliğiyle Nuslank X-Tra Gel Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :) "

  • blogunuz yoksa twitter ya da facebook hesaplarınızda bu postu paylaşıyorsunuz..



-ve son olarak "işlem tamam" şeklindeki yorumunuzu bırakıyorsunuz bu posta ve çekilişe katılmış oluyorsunuz :)

çekilişe şartları yerine getiren herkes katılabilir..blog sahibi değilseniz mutlaka ad soyad ve mail adreslerinizi ekleyin yorumlarınıza..  mail adresi olmayan yorumları çekilişe dahil edemeyeceğim..

Hediye Ürünü Görmek İsterseniz Eğer:


çekilişimiz 20 Aralık Salı günü sona erecek ve en kısa zamanda kazananı belirleyip duyuracağım.

BU GÜZEL HEDİYELERİ BİZE SUNDUĞU İÇİN budabenimguncem.blogspot.com olarak onlineeczanem.com'a  TEŞEKKÜR EDİYORUZ :)

Herkese bol şans:)

Onlineeczanem Blogcularla İş Birliği İçinde



http:www.onlineeczanem.com ve http://www.alisverisdellysi.blogspot.com/ işbirliğiyle Bioderma Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :) 

http:www.onlineeczanem.com ve http://www.maviojelikiz.com/ işbirliğiyle Vichy Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :)

23 Kasım 2011 Çarşamba

kozmetikmarkalar.com alışverişim



Cilt bakımında kullandığım ürünleri yavaş yavaş oturtmaya başladığımı söylemiştim, şu ana kadar kullandığım ürünleri göz önüne aldığımda sonuna kadar güvendiğim iki marka var; La Roche Posay ve Bioderma. İki markanın da kullandığım ürünlerinden çok memnun kaldım ve benle aynı şikayetleri yaşayanlara gözüm kapalı tavsiye edebilirim. 

Geçenlerde peelinglere göz atarken kozmetikmarkalar.com'da Bioderma'nın kampanyalarına denk geldim. Daha önce bu siteden alışveriş yapmamıştım. Genelde dermokozmetik alışverişlerimi onlineeczanem.com 'dan yaparım ama denemek istedim, iyi de yaptım. Memnun kaldığım bir alışveriş oldu, kargom bir iş günü içinde elimdeydi. Fotoğraftan da gördüğünüz gibi Bioderma'nın Sebium Exfoliating Gel'ini tercih ettim. Kampanyayla kocamaaaaan Sebium Foaming Gel de benim olmuş oldu. Hem de 39.50TL'ye. Baya kelepire geldi anlayacağınız. Bioderma'nın Foaming Gel'ini daha önce kullanmıştım ve memnun kaldığım bir üründü, yorumlar için tık tık. Ama bendeki 200ml'lik boyuydu açıkçası 500ml gelince şok oldum, çünkü sipariş verirken hiç bakmamışım zira 500ml'lik boyunun olduğunu bile bilmiyordum. Baya kardayım anlayacağınız. Şu an La Roche Posay'in Effaclar Gel'ini bayıla bayıla kullanıyorum, bitince Bioderma'ya geçeceğim, bu ikisini dönüşümlü kullanırım artık.

Sepete bir de Avene'nin mini boy termal suyunu attım, bu termal suya inanıyorum ben ya La Roche'cuğum sayesinde. 50ml'lik boyun fiyatı 12TL.

Exfoliating Gel ve termal suyu henüz denemedim, kullanmaya başladıktan sonra detaylı biçimde deşeceğim onları da.

Sözün özü Bioderma kampanyaları ve 500ml'lik dev boy sürprizi sayesinde baya karlı bir alışveriş oldu. Kampanyalara göz atmak isterseniz sizi buraya alalım tık tık.

10 Kasım 2011 Perşembe

Fa Deodorant



Ben deodorant insanı değilim, en son ne zaman aldım hatırlamam bile. Terleme için kullandığım ve vazgeçemediğim bir ürün var o da Nivea Dry Comfort. Fa'nın deodorantlarını ise bugün kurcaladım, çok çeşidi var ama aralarından bu ikisine resmen vuruldum. Harika kokuyorlar, çok temiz hafif çiçek kokusu ikisi de. Kalıcılıkları nedir, terlemeye ne kadar etki ediyorlar bilmiyorum ama ben bunları parfüm niyetine kullanırım o kadar beğendim. Çantamın demirbaşlarından olacakları kesin. Blue Romance'in kokusu çok güzel misler gibi, Mystic Moments ise bence Armani She'yi andırıyor ya da uyduruyorum:) Neyse kısacası gerçekten güzel kokular. Deneyin derim Carrefour'da tanesini 3TL'ye alabilirsiniz.

Dermalogica'dan Kadın Girişimcilere Destek

Peeling ile Hem Kendinize Özen Gösterin
Hem de Kadın Girişimcilere Destek Olun!

Dermalogica, aktif pirinç özleri içeren eksfoliantı Daily Microfoliant ile fark yaratmaya devam ediyor. Her gün kullanılabilecek kadar ince dokulu doğal bir peeling ürünü olan Daily Microfoliant, aynı zamanda Dermalogica’nın Kadın Girişimcilere yönelik destek projesi FITE’ın bir parçasını oluşturuyor. Satın alacağınız ürünün üzerindeki kodla, bir kadını ekonomik özgürlüğüne kavuşturmanız mümkün. 
Üstelik Kasım ayı boyunca biri Daily Microfoliant olmak üzere toplam iki Dermalogica ürünü alan herkese, cilt tiplerine uygun Dermalogica temizleyicileri hediye ediliyor.

Daily Microfoliant Tavsiye Edilen Perakende Satış Fiyatı: 176,00 TL - 75 gr

FITE ürünleri ile KEDV kadınlarını ekonomik özgürlükleri için destekleyin!
Dermalogica dünya çapında en beğenilen ve en çok satan 5 ürününün her birinden 1$, FITE projesi kapsamında kadın girişimcilere aktarıyor. Özel ambalajındaki FITE ürünlerini alarak ve joinFITE.org adresine girerek bir kadın girişimciye destek olma şansı yakalayın!
Dermalogica bu proje kapsamında dünyanın önde gelen mikro kredi kuruluşu KIVA ile birlikte çalışıyor. Türkiye’de ise KIVA’nın resmi Türkiye temsilcisi KEDV ile birlikte çalışarak Türk Kadın Girişimcileri destekleme fırsatını sizlere sunuyor.
 
FITE Serisi Ürünleri:
  • Daily Microfoliant
  • Precleanse
  • Intensive Eye Repair
  • Total Eye Care
  • Skin Hydrating Booster 

Eğer hala Daily Microfoliant gibi dehşet bir ürünü denemediyseniz ve çorbada tuzum olsun diyorsanız bu fırsat kaçmaz. Daily Microfoliant hakkında yorumum için tık tık

-Bu bir basın bültenidir.-

4 Kasım 2011 Cuma

Gliss Ultimate Repair Serisi


 Gliss sevdiğim bir marka, denediğim pek çok ürününden memnun kalmışımdır. Bu seriyi de son röflemi yaptırdığımda almıştım, o zamandan beri kullanıyorum. Şu ana kadar kullandığım tüm markaları, Gliss'in diğer serilerini açık ara geride bıraktığını söyleyebilirim. Daha ilk kullanımdan farkı hissedebiliyorsunuz. Benim mükemmel sağlıklı, kopuksuz! saçlarımı yumuşacık yaptı, sorunlu kısımları da toparlayıp yatıştırdı. Üzerinde de yazdığı gibi Gliss'in diğer serilerine oranla 3 kat daha fazla sıvı keratin içeriyormuş, bilmem yalan bilmem doğru ama içinde diğer serilerden farklı ne varsa bu Ultimate Repair'ı gerçekten işe yarar kılıyor.



 Özellikle maskesi ve aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz çift fazlı spreyi vazgeçilmezim oldu. Maskenin üzerinde 1 dakika bekletin diyor ama ben genelde bütün saç bakım ürünlerini en az 2-3 saat bekletirim. Spreyin üzerinde ise herhangi bir kullanım talimatı yazmıyor kafama göre sıkıyorum, genelde saçlarımı kuruttuktan sonra kullanıyorum. 


 Sözün özü ben bu seriyi tuttum, kolay kolay değişmem. Denemeye kesinlikle değecek ürünler, tavsiye ederim. 

Not: Gliss'in tek sinir bozucu tarafı ürünlerinde kullandıkları garip parfümler bence. Şu ana kadar hiç kokusunu beğendiğim bir serisi olmadı ki hangimiz şampuanda güzel koku aramıyor?