saç baş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
saç baş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2013 Çarşamba

Yves Rocher Tahiti Monoi Yağı - Saç ve Vücut


Son zamanlarda ki postlarımın hep saç ürünleri üzerine olmasından da anlayacağınız gibi saçlarımı toparlamak adına saç ürünleriyle kafayı yemiş durumdayım diyebilirim. Kuru saçlar için durulanmayan bir yağ arayışındayken -yine Yves Rocher in şu ürünü bulmadan önce (tık tık)- bu yağı görünce bir denemek istemiştim. 
Tahiti Monoi Yağı saç ve vücut için de kullanılabilir bir ürün. Yaz aylarında bronzluğumuzu güzelleştirmek ve güneşte kuruyan cildimizi beslemek için kullanabiliyormuşuz. Benim cildim de deneme fırsatım olmadı. Saçımı beslemek adına kullandığım bir ürün oldu. Kullanımı temiz saçıma küçük bir miktar uyguluyorum saç diplerim hariç ve durulamıyorum. Saça çok güzel bir parlaklık veriyor gerçekten, saç rengim daha bir canlı ışıl ışıl gözüküyor bu ürünü kullandığımda. 


İçerisinde paraben ve mineral yağlar bulundurmayan ve içeriğinin %97 sinden fazlası doğal olan harika bir ürün. %50 oranında saf Tahiti Monoi Çiçeği yağı içeren çok kullanışlı bir yağ. Egzotik kokusu sizi kendine hayran bırakacak ve gün boyu saçınızda bu kokunun kalması harika.


Ürünün dezavantajlarına gelecek olursak, şişenin ağzı çok geniş bu nedenle elinize fazla ürün dökülebiliyor dikkat etmezseniz ve gereğinden fazla ürün kullanımı da saçınızı sanki yağlanmış gibi gösterebilir bu nedenle ürünü alırken çok dikkat etmelisiniz. 
Eğer ki saçlarınız düz, ince telli ve yağlanmaya çok müsait ise sizin için öneremeyeceğim bir ürün çünkü saçlarınızı yağlanmış gibi ve  daha ince gösterecektir. Ama düz ve kabarık saçlarınız var ise de o kabarmayı hafif engeller diye düşünüyorum.
Benim saçlarımda yaptığı etki ise; gerçekten verdiği parlaklığı çok seviyorum, saçlarım kuru olduğu için nem vermesi de hoş fakat benim saçlarım kıvırcık ve köpük kullanarak şekil veriyorum, saçlarıma bu yağı kullandığımda sanki köpük saçlarıma dilediğim şekli vermiyormuş gibi geliyor ve benim kabarık saçlarım gün sonunda sönüyor şeklini kaybediyor. Amaa gün içinde saçlarımda o kokuyu duymak şahane.
Sizin saç tipinize uyacağını düşündüğünüz bir ürün ise bir göz atın derim Yves Rocher sitesindeki linki tık tık ya da direk mağazaya gidip bir kokusuna bakın bence.

5 Aralık 2013 Perşembe

Selective Professional On Care Repair Deep Treatment


Saçlarım boyadan ve uzatacağım sevdasıyla epeyce bir zamandır kestirmemem dolayısıyla da ne kadar yıprandı tahmin edemezsiniz. Ben de uzun süredir yeni ürünler denemekteyim, ne kullanacağımı şaşırdım doğrusu. Bu ürünle de kuaförümün tavsiyesiyle tanıştım. Saçlarımı kestirmeyeceğimi sonunda kabul edince bana toparlaması adına bunu önerdi. 


Daha önce Selective Professional markasından bir ürün kullanmamıştım ama methini duyduğum bir kaç ürün olmuştu, budabenimgüncemin şu postta (tık tık) anlattığı Protek Ammino Keratin gibi. 
Yıpranmış saçlar da saçı derinlemesine onaracağını idda eden bu ürün benden geçer not aldı. 
Saçı beslemeyi sağlayan aktif maddeler proteflux, ceraflux ve vitaflux saçlara dolgun, beslenmiş ve kolay taranır olma özelliği kazandırarak saçta onarıcı, dengeli ve nemlendirici bir etkiyi harekete geçiriyor.
Ben bu ürünü kullandığım da saç kremi kullanma gereği duymuyorum çünkü hakikaten saçlarımı yumuşacık yaparak, kolay taranmasını sağlıyor, ki benim saçlarım kıvırcık olduğundan krem kullanmadan açılması imkansızdır.


Kullanım şekli de fotoğrafta gördüğünüz gibi; duşta saçlarımı yıkadıktan sonra uygulayıp bekliyorum 3-4 dakika kadar. Zamanım olduğunda da nemli saçıma uyguluyor ve ısıtılmış havluyu saçlarıma sarıp 30-40 dakika kadar bekliyorum, kuaförüm bu şekilde uygulamanın daha etkili olacağını söylemişti. Ben bu ürünü hafta 2 yada 3 kere saçıma uyguluyorum. 


Kremsi bir yapısı var ve kokusu da çok hoş. Ürün 750 ml ve küçük miktarlar yeterli olduğundan çok bereketli olduğunu düşünüyorum, sanırım uzun bir süre benimle olacak. Bahsettiğim gibi ben kuaförden aldım, siz de kuaförlerden veya internette kuaför ürünlerinin satıldığı sitelerden temin edebilirsiniz diye düşünüyorum.
Selective Professional in önerebileceğiniz başka ürünleri var mı veya başka markaların bu kuru saçlarıma derman olacak ürünleri ? Önerileriniz bekliyorum. 



3 Aralık 2013 Salı

Yves Rocher - Soin Vegetal Capillaires Kuru Saç Uçları İçin Durulanmayan Besleyici ve Onarıcı Bakım


Saçlarıma her ne kadar maske, bakım yağı gibi ürünler kullansam da özellikle artık şekle girmekte güçlük çeken kuru saç uçlarıma durulanmayan bir ürün arayışı içindeydim taa ki bu ürünü bulana kadar. Yves Rocher in Kuru Saçlar için olan bu serisinin maskesini zaten kullanmaktaydım ve çok da memnundum hatta budabenimgüncem de yorumlamıştı o ürünün benzer içeriklisini (tık tık).


Ürünün kullanımında hafta da 2 veya 3 kez diyor fakat ben her duştan sonra saç uçlarıma uyguluyorum. Ceviz büyüklüğünde yazıyor internet sayfalarında fakat daha küçük bir miktar yeterli oluyor bence. Hem yumuşacık yapıyor, hem mis gibi kokmasını sağlıyor, hem deeee şekle girmekte zorlanan düz sert sert kalan saç uçlarımın güzelce kıvrılıp şekle girmesini sağlıyor. Bayıldım bayıldım. 
İçerisinde silikon, paraben ve renklendirici olmaması da cabası. Yves Rochere de bu yakışırdı zaten. 


Kısacası bu ürünü benim gibi saç uçlarında kuruluk çeken herkese şiddetle tavsiye ediyorum. İnternet sitesinden incelemek veya satın almak isterseniz tık tık. Çok seveceğinize eminim. 
Yumuşacık saçlı günler herkese hehe :)

27 Kasım 2013 Çarşamba

Urban Care Natural's Collagen&Keratin Serisi

Urban Care Natural's Selen Kozmetik imzasıyla aramıza yeni katılmış bir marka. Saç bakımında yenilikleri seven biri olmam sebebiyle raflarda denk geldiğim ilk anda ilgimi çekmesi ve almam bir oldu. Ben kuru ve mat saçlar için olan Collagen&Keratin serisini tercih ettim. Serinin ilk öne çıkan özelliği yoğun nemlendirme vadetmesi.


Kolajen desteğiyle saçı yeniden yapılandırırken ağırlaştırmadan, nem ve parlaklık kazandırdığı, bitkisel keratin içeren formülü ile de saçtaki yıpranma ve kırıklara iyi geldiği iddia eden bu seri hakkında benim düşüncelerime gelecek olursak:


Açıkçası bu seri benim beklentilerimin çok altında kaldı. Şampuanın temizleyici etkisiyle ya da köpürmesiyle alakalı bir sorun yaşamamış olmama rağmen genel anlamda içime sinmedi. Herhangi bir şekilde keçeleşme, extra kurutma yapmamakla beraber vadettiği yumuşaklık hissini ve nemi saçlarımda hissedemedim.
Saç maskesini ise istediğim etkiyi verebilmesi adına oldukça fazla miktarda kullanmak durumunda kaldım. Yine de pek verim aldığım söylenemez. Zaten 4-5 uygulamada 200ml'lik ürünün neredeyse yarısından fazlasını tükettim. Bu aralar maskeleri saç kremi yerine kullandığım için duşta 3-5 dakikalık bekletme süresiyle ürünü değerlendirip, yanılgıya düşmemek adına bir kez de yıkanmış saçta yaklaşık 2 saat normal maske yaparmış gibi beklettim. Sonuç yine beni tatmin etmedi. Herhangi bir markanın saç bakım maskesiyle de aynı sonucu alabileceğimi düşünüyorum.

Kısacası Urban Care Natural's benden geçer not alamadı. Seriyi çok sıradan buldum. 
Yamulmuyorsam serinin saç bakım serumu ve sıvı saç kremi de varmış (görsellerin yalancısıyım), fakat ürünleri aldığım zaman ne Watsons'ta ne de Gratis'te mevcuttu. Bu süre yaklaşık 3 hafta öncesine tekabül ediyor, şu an ne durumdadır bir bilgim yok.

Peki ya sizler Urban Care markasını denedin mi? Denediyseniz yorumlarınızla bu postu şenlendirin lütfen.

Not: Ürünler paraben içermiyor.

Sevgilerimle

22 Kasım 2013 Cuma

İşinin Ehli Kuaför Aranıyor - Önerilerinizi Alalım

Google amcaya sordum. Dedim bana İstanbul'da tatlı mı tatlı, şirin mi şirin e bir o kadar da becerikli bir kuaför söyle. Kalakaldı yavrucak, cevap veremedi. Verdikleri cevaplar da beni tatmin etmedi. En iyisi mi ben de bu konuya bir el atayım dedim. Tarafsız ortamda, reklam kokan hareketlere mahal vermeden bir beyin fırtınası, efendime söyleyeyim bir bilgi alışverişi yapalım dedim. Taşın altına elimi koydum. Haydi hanımlar yüzümü kara çıkarmayın.


Lafı daha fazla uzatmanın, eveleyip gevelemenin hiç bir anlamı yok. Başlık her şeyi açık ve net anlatıyor sanırım. En acilinden işinin ehli, saçlarımı gönül rahatlığıyla emanet edebileceğim bir kuaför arayışındayım. Lokasyon olarak Anadolu yakası tercihimdir. Ama Avrupa yakası önerilerinizi de alabiliriz, en nihayetinde insan oğlu kuş misali bir oradayız bir burada:) Şaka bir yana elbet buraya yazılan öneriler sadece bana yaramayacak, maksat hepimizin işi görülsün.

Kriterler:

  • Şu kırıklarımı ucundan alsak mı dediğimde kırkırılmış koyuna döndürmeyecek, makası kuvvetli,
  • Boya konusunda, renk değişimlerinde, röflede, balyajda kesinlikle usta,
  • Ukala olmayan, müşteriyi para kaynağı gibi görmeyen, germeyen
  • Dürüst; model ve renk değişimleri konusunda düzgün yönlendirilebilecek
  • Salon olarak temiz, kendimi rahat hissedebileceğim bir ortamda hizmet veren sihirli eller aranıyor.
Tabi tüm bu kriterlere ek olarak fiyat açısından canımı almayacak bir skalada hizmet verirse tadından yenmez. Keza düm düz boyaya 300-400TL verecek kadar aptal ya da zengin değilim:) Bir tüp boyayı taş çatlasa 30TL'den alsa göz göre göre kendimizi kazıklamamızın alemi yok değil mi hanımlar, silkinin kendinize gelin. Bu çakallara fırsat vermeyin.

Haydi bakalım pamuk eller klavyeye. Kuaföründen memnun olan olmayan, dert yanmak isteyen, fikrim geldi önerim var diyen herkese bu posta yorum yazmak farz olsun. Saçının renginden, kesiminden memnun olmayan kalmasın.

Sevgilerle


10 Mayıs 2013 Cuma

Anneler Günü İndirimi ve Payıma Düşenler



Gratis'in anneler gününe özel yaptığı mükemmel indirimi duymayan kalmamıştır sanırım. Fırsattan istifade ben de indirimden ufak tefek bir şeyler kaptım. 



Aldıklarım gördüğünüz gibi hepimizin fazlasıyla aşina olduğu şeyler. 

Maybelline Eyestudio Lasting Drama Gel Eyeliner 24H - 01-Black ve 06-Black Pink Diamonds renklerini aldım. Eyeliner manyağı biri olarak bu zamana kadar kendime nasıl hakim oldum da bunları almayı bu kadar erteledim kendime inanamıyor ve saygı duyuyorum. Black Pink Diamonds rengine bayıldığımı söylemeden edemeyeceğim.

Maybelline Color Tattoo 24HR Cream Gel Eyeshadow: 35-On and On Bronze ve 40-Permanent Taupe. Yine ertelediklerimden.

Maybelline the Rocket Volum' Express Mascara: Halihazırda kullandığım ve çok memnun kaldığım biricik maskaram. Stok mahiyetinde.

Benri Kare Makyaj Temizleme Pamuğu: Pamuk deyip geçmemek lazım. Severek kullanıyorum, çok başarılı.

Nob Asetonsuz Oje Temizleme Mendili: Açıkçası yağlı yapısını, ojeyi temizlerken avuç içlerine kadar bulaştırmasını sevdiğim söylenemez ama asetonsuz oluşu ve tırnak etlerime iyi gelmesi sebebiyle bir süre daha olumsuz özelliklerine katlanacağım. 

The Balm Give Crease A Chance: Çift taraflı far fırçası işte.

Saç boyalarımın Garnier olanı Gratis'ten Nevacolor olanlar ise başka bir parfümeriden. Röflemi kapattığımdan beri çoğunlukla saçlarımı kendim boyuyorum. Sabit olarak kullandığım bir renk yok çok koyu tonlar olmadığı sürece her boyamada farklı renk tercih ediyorum. Hatta geçtiğimiz ayda da KuBriK! 'ciğim sağ olsun ombre hair denedik ve sonuca bayıldık. Şimdiki hedef saçlarımdaki doreliği yok edip uçların rengini bir tık daha açabilmek. Sonucu sizlerle de paylaşmayı planlıyorum.

İşte benim ciciler bundan ibaret. Gratis indirimi ayın 12'sine kadar devam ediyor. Yağmalanmadan elinizi çabuk tutun derim.






9 Mayıs 2013 Perşembe

Aussie 3 Minute Miracle Reconstructor - Yıpranmış Saçlara Özel Yoğun Bakım Kürü




Yabancı makyaj ve kozmetik blogger/vloggerlarını takip eden pek çok kişinin aşina olduğu bir marka Aussie. Özellikle de bu postun konusu olan 3 Minute Miracle ürünleriyle herkesin gönlünü fethetmiş Avustralya menşeili bu markanın Gratis'lerde satılmaya başladığını görünce nasıl mutlu oldum anlatamam. Madem herkesi kendine hayran bırakan Aussie ayağımıza kadar gelmiş, bize de denemek düşer dedim ve tabiki de tercihimi Reconstructor serisinin 3 Minute Miracle ürününden yana kullandım.




3 Minute Miracle tam anlamıyla bir yoğun bakım kürü. Ürünün farklı saç tipleri için versiyonları mevcut.  Bendeki Reconstructor haricinde Colour, Luscious Long ve Frizz Remedy versiyonları satışta. Tabi bu tiplere uygun şampuan ve saç kremleri de yine raflarda olan ürünler arasında. Olay yaratan mor renkli ambalajları gözüm aramadı değil ama onlar gelmemiş. 


20 Nisan 2013 Cumartesi

Yves Rocher - Soin Vegetal Capilliares Besleyici&Onarıcı Saç Maskesi



Saç boyaları, renk değişimleri, röfleler, balyajlar her zaman ilgi alanım olmuştur. Çook uzun senelerden beri saçlarını boyayan biri olarak kendi rengimi unuttum bile diyebilirim. Çok marjinal renkler dışında her rengi de denedim, pişman mıyım, asla. Yeri geldi saçlarım boyamaktan kazık gibi oldu, kopmalar yaşadım, fakat yine de hiç bir zaman keşke boyatmasaydım demedim. Tabi bunda bakarsan bağ bakmazsan dağ olur mantığıyla ilerlememin etkisi büyük. Ne zaman başım sıkışsa gelsin yağlar, maskeler, serumlar der saçlarım biraz toparlanınca da dev ürün stoğunun yüzüne bile bakmam. Üşengeçliğin gözü kör olsun.

Bu kadar çok işlem gören ve haliyle üzerine fazlasıyla düşülmesi gereken zavallı saçlarım için genellikle yoğun onarıcı olduğunu iddia eden ürünleri tercih etmek durumda kalıyorum. Yves Rocher'nin onarıcı ve besleyici özellikli bu maskesini de tamamen tesadüfen, hiç bir bilgi ya da tavsiye olmadan almış bulundum.





























Daha önce Yves Rocher'nin hiç bir saç ürününü kullanmamıştım ama bu maske benim vazgeçilmezim oldu diyebilirim. Bu sebeple markanın diğer saç ürünlerini de en kısa zamanda denemek istiyorum. Ürünün kapağını açtığınızda mis gibi bir kokuyla karşılaşıyorsunuz ve bu koku maskeyi uyguladığınız günün ertesinde bile saçınızda hatrı sayılır bir biçimde kalıyor. Yapı itibariyle biraz yoğun olduğunu söyleyebilirim. Saçı ağırlaştırmadan mükemmel bir biçimde toparlıyor, kuru saç uçlarım üzerindeki etkisine ise ayrıca bayıldım. Ben maskeyi çoğunlukla duş esnasında uygulayıp 5-10 dakika bekleme süresinden sonra durulayarak kullandım ki bu kısacık süre bile saçlarımı kendine getirmek için yeterli geldi. 






























Yves Rocher'nin verdiği bilgiye göre maskenin içeriğinde Yulaf ve Organik Karite Yağı bulunuyor ve ürün silikon içermiyor. 

Sözün özü bu maskeye bayıldım ve devamlı kullanmak isteyeceğim ürünler kategorisine haliyle dahil ettim. Fakat Yves Rocher'nin web sitesinde gördüğüm kadarıyla ürün stoklar dahilinde değil. Bakınız tık tık. Yerine içerik olarak yine benzer olan şu ürünü satışa sunmuşlar. Aynı etkiyi verir mi bilemem ama elimdeki maske bitince bunu da deneyeceğim, umarım olay sadece ambalaj ve isim değişikliğinden ibarettir ve aynı düzeyde memnun kalırım.

Peki sizin Yves Rocher bünyesinde memnun kaldığınız saç bakım ürünleri neler? Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum.

15 Haziran 2012 Cuma

Kérastase Resistance Ciment Thermique


 Röfleli saçlarımla başımın belada olduğunu takip edenler bilir. Bu sefer de sarı saç belasıyla başa çıkmak adına Kérastase Ciment Thermique'i denedim, bitirdim, sıra yorumlara geldi.


Ciment Thermique Kérastase'ın ısıyla aktive olan meşhur ürünü. Saçı içten dışa güçlendirmeyi ve yapılandırmayı vaad ediyor. İçeriği sayesinde özellikle röfleli, yıpranmış ve lastikleşip yapısı bozulmuş saçlara tavsiye ediliyor. 

Nasıl kullandığıma gelecek olursak, havluyla fazla suyu alınmış nemli saça yeterli miktarda uygulayıp (omuz boyundaki saçlarıma 2-3 fındık boyutunda kullandım) kurutma işlemine geçtim. Durulanmayan bir ürün olduğundan ötürü kullanımı rahat, yapısı losyon gibi kesinlikle ağırlaşma, yağlanmaya sebep olmuyor. Ayrıca kokusunu da çok sevdim. Isıyla aktive olduğu için gönül rahatlığıyla fönden düzleştiriciden önce kullanabilirsiniz. Düzenli kullanımla beni yaklaşık 3.5 ay idare etti.

Sonuç olarak ürünü kullandığım süre zarfında edindiğim gözlemlerden Ciment Thermique'in etkili bir ürün olduğunu söyleyebilirim. İlk haftadan itibaren saçında toparlanma ve canlanma hissettim. Kopuklarımın olduğu kısımlarda görünüm düzeldi. Zaman içerisinde adının neden Ciment Thermique olduğunu da anladım tabi, düzenli kullanım sonucunda saçın yapısı ciddi anlamda güçleniyor, röfle sebebiyle lastikleşip uzayan saçlarımda sertleşmeye sebep oldu, bu da amacına hizmet ettiğinin bir göstergesi zaten. Sözün özü kesinlikle denenmesi gereken bir ürün diyebilirim, ille saçınızın perişan olması gerek yok, şekillendirme aşamasında ısıyla fazla haşır neşirseniz alın kullanın farkı göreceksiniz.
 

Bu arada artık sarışın değilim. Geçtiğimiz hafta saçlarımı açık kumral, toffee tonlarına boyattım ve yeni rengimi pek sevdim doğrusu. En kısa zamanda bununla alakalı da bir post hazırlayacağım, bakalım yorumlar nasıl olacak.

9 Mart 2012 Cuma

The Body Shop Üzüm Çekirdeği Özlü Serum


The Body Shop'un mat ve kabarmış saçlar için önerdiği üzüm çekirdeği özlü serumundan çok memnun kaldım. Havluyla nemi alınmış saç uçlarına 1-2 pump uyguluyor ve saçlarımı kurutuyorum. Kurutma işleminden sonra oluşan kabarma, elektriklenmeleri engellemek için de 1 pump yeterli geliyor. Sonucunda gerçekten de elektriklenmeyen, yatışmış ve parlak saçlara kavuşuyorsunuz. Saç uçlarındaki kırıklara, çatallanmalara extra bir etkisi olduğunu söyleyemem ama kullanım sonucunda daha yatışmış saçlar elde ettiğiniz için bu sorunları da görünüm itibariyle daha hafifletiyor diyebilirim. Yapısı hafif, saçımda ağırlaşma, yağlanma yapmadı. Kokusunu da sevdim. Kısacası TBS'nin çok tutulan serumunu gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz, tavsiye ederim.


22 Şubat 2012 Çarşamba

Rusk Sensories Bright Şampuan


Malum sarı saçın derdi bitmez. Hele de yeni yapılmış açma, röfle işlemlerinde oluşması muhtemel çiğ sarılıklar, kızıllaşmalar, zamanlar solan saç rengi malesef sarıseverlerin en büyük kabuslarından. Ben de bu tarz renk düzensizliklerinin önüne geçmek amacıyla Rusk Sensories Bright şampuanı denemek istedim. Bu ürünü yurtdışından kozmetik alışveriş yasağı gelmeden önce strawberrynet.com'dan almıştım. Yani uzun zamandır benimle. Ürünü dönemsel olarak kullanıyorum, röflemi ya da dip boyamı yeni yaptırdığımda, saçımda matlaşma gözlemlediğim zamanlarda bla bla. Bu sebeple daha uzun bir süre bana yetecektir.

Renk çarkını hepimiz biliyoruz. Sarı, yeşil tonlarının karşısında mor tonlar bulunur. Rusk vb. markaların ürettiği mor şampuanların da sırrı renk çarkında gizli. Şampuanın mor renkli lavanta ve papatya özü içeren özel formülü saçtaki bu çiğ tonları, kızıllaşmaları nötralize ederek renk düzensizliklerini ortadan kaldırıyor, saça parlaklık kazandırıp; röfle, ışıltı vb işlemlerin olduğu kısımları tazeliyor. 

Dediğim gibi ben ürünü dönemsel olarak kullanıyorum. Örneğin pazartesi dip boya yaptırdım ve yaklaşık 1,5 hafta boyunca saçımı bu ürünle yıkayacağım. Kullandığım süre zarfında temizleme anlamında bir problem yaşamıyorum tek problem saçımı biraz kurutması. Bu anlamda eğer mor şampuan tercih edecekseniz saç kremini de almanızı öneririm. Ben almamıştım. Bunun haricinde gerçekten de renk konusunda vaad ettiklerini gerçekleştiriyor, yeni yapılan açma işlemlerinde saçın renginin daha çabuk oturması için bire bir. Rusk markasına ulaşamazsanız L'oreal Serie Expert Silver da aynı işlevi görecektir. 

Keşke dünya üzerindelki bütün saç bakım ürünlerini deneyebilsem, resmen takıntı oluştu:(

18 Şubat 2012 Cumartesi

Nevacare Nutritive Acil Bakım Sıvı Saç Kremi


Saçlarım uzun zamandır boyalı olduğu için sıvı saç kremleri olmazsa olmazım diyebilirim. Mümkün olduğunca elimdeki ürün bitmeye yakın yenisini hemen alırım ki dımdızlak kalmayayım. Yoksa tarama aşamasında sinir harbiyle vururum makası maazallah. 

Bu ürünü de bana ulaştığı andan yani Aralık ayından beri kullanıyorum. Saçlarımı gün aşırı yıkadığımı göz önüne alacak olursam bu üründe ilk dikkatimi çeken şey az miktarının bile saçlarımı sorunsuz biçimde açmam için yeterli gelmesi oldu. Fotoğraflardan belli olmasa da şişenin anca yarısını bitirebildim ki normal şartlar altında severek kullandığım Gliss markalı sıvı saç kremini aynı sonucu almak için hunharca kullandığımdan  neredeyse 1,5 ayda bitirebiliyordum. Bir kaç fıs saçımın kolayca, yolunmadan açılmasına yetiyor. 

Neva Kozmetik der ki: 
" Nevacare Nutritive Acil Bakım Sıvı Saç Kremi, provitamin B5 içeren özel formülüyle saçı yumuşatır ve karışmış saçların kolayca açılmasını sağlar. Özellikle banyodan çıktıktan sonra birbirine dolanmış ince telli düz saçları ve taraması işkence olan kıvırcık saçların bile kolayca açılmasını sağlayarak saç tarama işlemini eğlence haline getiriyor. Ayrıca fön ve düzleştirici öncesinde saçınıza Nevacare Nutritive Acil Bakım Sıvı Saç Kremi uyguladığınızda, saçlarınızı fön ısısından korur ve daha kalıcı bir görünüm sağlar. "



Isıya karşı koruma ya da yıpranmış saçlar üzerindeki etkisinden bahsedecek olursak sıvı saç kremlerinin bu işlevleri yerine getirdiğini düşünmediğim ve gözlemlemediğimden pek olumlu bir yorum yapamayacağım. Bu aşamada serum ve maskelerin daha etkili sonuçlar yaratacağı aşikar.

Sözün özü benim için sıvı saç kremlerini kullanmanın amacı saçın kolay taranabilmesini sağlamak. Nevacare de bu görevi gerçekten de başarılı bir biçimde yerine getiriyor, dediğim gibi diğer markalara kıyasla daha az miktarla taranabilir saçlara ulaşıyorum. Fön ya da düzleştirici öncesi ısıya karşı pek bir koruma sağlamasa da, fönü güzel tutuyor, gün içinde saçta herhangi bir yapışma, ağırlaşma yapmıyor. Memnunum, Neva Kozmetik'e bu ürünü deneme şansı verdiği için teşekkür ederim. Denk gelirseniz deneyin derim. Hem Gliss'in leş kokulu ürünlerinden bir nebze uzaklaşmış olursunuz. (Gliss sevdiğim bir marka, çoook memnun kalarak kullandığım ürünleri var ama kullandıkları parfümler beni bitiriyor malesef.)

Ürün 200 ml- 6.50TL

-Ürün firma tarafından gönderilmiştir, yorumlar bana aittir-

7 Şubat 2012 Salı

Saç Sorunsalı Vol. 58345387

Saçlarımla başım dertte desem şaşırır mısınız? Blogu sıkı takip edip, röfle maceralarımı biliyorsanız tabiki de şaşırmazsınız değil mi? Aslında somut olarak bir şey olduğu yok, saç baş konularında fikirlerinize ihtiyacım var, biraz dertleşme postu olacak.

Sarı saç gerçekten de bir tutkuymuş derlerdi inanmazdım. Bir kere kanına sarı tutkusu girdi mi, başka renkleri gözün görmüyormuş anlamış oldum. Sağda solda sarı saçlı birini gördüğümde manyak gibi keser hale geldim, hele de o saçlar bakımlı, rüzgarda Blendax kızı gibi uçuşan tipteyse. Tabi maşallah demeyi ihmal etmiyorum merak etmeyin:) Sarı saçlı biri kapsama alanıma girdi mi hemen saç uçlarına bakılıp yıpranmışlık kontrol ediliyor, sonra dip rengi var tabi, küllü mü dore mi, kızıllık var mı, yıpranmış mı? Anlayacağınız sarı saçla kafayı bozmuş durumdayım. Utanmadan milleti kesiyorsun, sende durum ne derseniz 2,5 ay önce bob modelini kendime uyarlayıp kestirdim, gerçi benimki bobluktan çıktı uzun bob diyebiliriz:D İlham kaynağım tabisi Gwyneth Paltrow ve bombastik saçları. Tabi benim perçemlerim olduğu için önleri uzun olmadı.



Fotoğraf saçımı kestirdiğim gün çekildi şu an boyu biraz daha uzun.

Asıl konuya gelecek olursam bu aralar röfleleri kapattırıp koyu renge dönme fikri aklımı kurcalamakta. Bir önceki röfle maceramda ufak tefek kopma yaşadım. Şu an o kopan yerler kendine geldi ama tabiki de saçımın boyuna göre hala kısalar ve uzamaları daha epey zaman alır. Şu anki dip itibariyle anca Nisan ayında dip röfle yaptırabilecek kıvama gelirim. Ve şimdiden endişeleniyorum, ilk kez saçıma bir işlem yaptırmaktan korkuyorum garip. Ya tekrar anlamadığım bir şekilde abuk yerlerde kopma problemi yaşarsam,çünkü saçım geçen sefer garip bir şekilde tam tepeden kopmuştu. Aralarda ya da saçın alt arka kısımlarında olsa gam yemem. 

1-2 hafta içinde dip boyası yaptıracağım, eğer kendimde o cesareti bulursam röflelerimi kapattırmayı düşünüyorum. Direk kopkoyu bir renge döner miyim, sanmam. Ha ne renk olur o da meçhul ya, hatta sarıya kıyabilir miyim emin bile değilim. Kuaför koltuğuna oturduğumda psikolojime göre ne çıkarsa artık. Büyük ihtimalle sarıyı kapattığımda köpek gibi pişman olacağım da. Anlayacağınız kafam karışık. Aslında siyah saçlı halimi arada özlüyorum ama sarıdan siyaha direk dönmek şu an için imkansız. Koyuya döndüğümde şu an kamufle ettiğim kopuk saçlarım sırıtır mı diye endişe etmiyor da değilim.

Anlayacağınız fikirlerinize ihtiyacım var, röfleden vazgeçemeyenler, koyu saç sevenler, kopma problemi yaşayan ve üstesinden gelenler, saçlarıyla başı dertte olanlar klavye başına, kısacası saç konusunda söyleyecekleriniz varsa bu postu lütfen yorumsuz bırakmayın.

21 Aralık 2011 Çarşamba

ISANA Yıpranmış Saçlar İçin Yoğun Bakım Kürü


Rossmann keşfedilmeyi bekleyen bir cennet resmen. Kurcalanacak, denenecek aklımda kalan o kadar çok ürün var ki. Bu paket maskeler de ilk gözüme çarpan ürünlerden. Miktarı, fazla yer işgal etmemesi sebebiyle hemen sepete attım. Alıp denemeden, ya da bir kaç kere kullanıp kenara bıraktığım, yer kaplayan onca ürün varken bu tarz tek kullanımlık ambalajlar bana daha çok hitap etmeye başladı.

Bu seri yıpraşmış ve kuru saçlar için. Panthenol ve Argan yağı içeriyor. Ürün 25 ml, şu anda saçlarım orta boy ve ben ürünü uygularken saç diplerime sürdüğüm için bu miktar anca yeterli geldi diyebilirim. Diplere uygulamamdan kaynaklanan bir ağırlaşma, kepeklenme ya da dökülme yaşamadım. Kokusu hoşuma gitti. Ama saçlarımda yumuşaklık açısından çok fark görmedim. Genel olarak maskelerden, kürlerden beklentim tabiki de bir anda saçlarımı Brooke Shields'in Mavi Göl filmindeki haline dönüşüp mucizeler gerçekleştirmesi değil. Şu ana kadar blog vasıtasıyla memnun kalarak önerdiğim tüm maskeler saçıma ilk kullanışta bile farkedilir yumuşaklık vermiş, düzenli kullanımda hep yüzümü güldürmüştür. Ama ben bu maskeden beklediğimi alamadım diyebilirim. (Ürünü temiz ve havluyla nemi alınmış saça uygulayıp 2 saate yakın bekleyip duruladım.) Denemek size kalmış. Her ürün herkese yarayacak diye bir şey yok nasılsa. 

Bakalım ISANA'nın diğer maskeleri nasıl etki yaratacaklar.



8 Aralık 2011 Perşembe

Neva Kozmetik Jesti


Beklenmeyen, sürpriz bir kargoyu açmak ne kadar heyecanlı ve zevkli oluyor değil mi? Bu güzel ürünler için Neva Kozmetik ve Address İletişim'e teşekkür ediyorum. Ürünlerin detaylı yorumları denedikten sonra burada olacak. Ha ben sabredemem derseniz buyrun sizi Beauty N FashionLove'ın bloguna alalım, serumu kullanmış ve çok memnun kalmış.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Neye Niyet Neye Kısmet


Bloglarda okuduğum yorumlar sayesinde MAC Matchmaster fena halde kanıma girmişti. Nedense basiretim bağlandı, MAC mağazasına bile uğramadım. Sonuç bu. 

Inglot AMC pudra yumuşacık yapısıyla tercihim oldu. Kapatıcılığı ve ciltte duruşu için henüz bir yorum yapamıyorum, mağazada iş olsun diye denetip hemen aldım. Umarım spot ışıkları renk konusunda yanıltmamıştır. Kullanmaya başladıktan sonra detaylı bir post hazırlayacağım.

Rimmel London'ın tırnak bakım ürünlerinden Stronger'ı çok memnun kalarak kullanmıştım ama bittikten sonra bir süre bulamadım, bu süre zarfına Flormar kullandım ama malesef tırnaklarıma hiç iyi gelmedi, neredeyse her hafta bir tırnağım kırılır duruma gelmişti ve soyulma problemi yaşıyordum. Neyseki buldum ve hemen kaptım, sararmalara karşı olan ürününü denemek istedim. Güçlendirici ile ilgili yorumlarım için tık tık

Pantene'in kokusuna her zaman hastayımdır, ama hiç kullanmadım desem yeri. Bence şampuanda bu tarz temiz kokular kullanılmalı, Gliss duy beniiii. Gratis'te bazı serilerde 3 al 2 öde vardı kokularının hatrına aldım. Bakalım Ultimate Repair serisini geçebilecekler mi? Bi de köpük aldım Hobby'den parlaklık verecekmişmiş. Saçlarımı uzun bob kestirdiğimi söylemişmiydim. Düzleştiriciyle iri dalgalar yaparken köpüğün kullanışlı olabileceğini düşünüyorum. 

Hala aklım Matchmaster'da tabi, en kısa zamanda benim olmalı

4 Kasım 2011 Cuma

Gliss Ultimate Repair Serisi


 Gliss sevdiğim bir marka, denediğim pek çok ürününden memnun kalmışımdır. Bu seriyi de son röflemi yaptırdığımda almıştım, o zamandan beri kullanıyorum. Şu ana kadar kullandığım tüm markaları, Gliss'in diğer serilerini açık ara geride bıraktığını söyleyebilirim. Daha ilk kullanımdan farkı hissedebiliyorsunuz. Benim mükemmel sağlıklı, kopuksuz! saçlarımı yumuşacık yaptı, sorunlu kısımları da toparlayıp yatıştırdı. Üzerinde de yazdığı gibi Gliss'in diğer serilerine oranla 3 kat daha fazla sıvı keratin içeriyormuş, bilmem yalan bilmem doğru ama içinde diğer serilerden farklı ne varsa bu Ultimate Repair'ı gerçekten işe yarar kılıyor.



 Özellikle maskesi ve aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz çift fazlı spreyi vazgeçilmezim oldu. Maskenin üzerinde 1 dakika bekletin diyor ama ben genelde bütün saç bakım ürünlerini en az 2-3 saat bekletirim. Spreyin üzerinde ise herhangi bir kullanım talimatı yazmıyor kafama göre sıkıyorum, genelde saçlarımı kuruttuktan sonra kullanıyorum. 


 Sözün özü ben bu seriyi tuttum, kolay kolay değişmem. Denemeye kesinlikle değecek ürünler, tavsiye ederim. 

Not: Gliss'in tek sinir bozucu tarafı ürünlerinde kullandıkları garip parfümler bence. Şu ana kadar hiç kokusunu beğendiğim bir serisi olmadı ki hangimiz şampuanda güzel koku aramıyor?



18 Eylül 2011 Pazar

Gliss'in sunduğu Bana Dair reklamlardan sonra devam edecek



Kimisi vazgeçemeyeceğim, kimisi memnun kaldığım, bazıları bitmiş veya biteyazan, bazısı ise henüz kullanmaya başlamadığım ürünler. Kendi adıma konuşacak olursam ister sadece saç bakım ürünü almak için, isterse genel bir alışveriş amacıyla dolandığım kozmetik reyonlarında nedense Gliss ürünleri, kampanyalarına bakmaktan alıkoyamam kendimi, almayacak bile olsam kurcalamak, vaatlerini okumak bana keyif veriyor. Bu diğer markalar için geçerli değil bunu farkettim. Seviyorum ben Gliss'i ya. Aynı anda 4 farklı serinin şampuanlarını almama kaç puan peki? Neyin kafası. Taht kurmuş kalbime resmen, denemekten, kullanmaktan alıkoyamıyorum. Tek olumsuz düşüncem ürünlerin kokuları, burdan sesimi duysalar bir el atsalar şu olaya ne hoş olur değil mi? Bu kadar öne çıkan bir marka için kokular vasat kalıyor yahu, neyse yine de Gliss candır. Ultimate Repair serisi, seni seçtim haydi göriyim seni koçumsun. (Schwarzkopf'tan iş tekliflerine açığım:P)

15 Eylül 2011 Perşembe

Dip Röfle Volume 2


Yaz diye saçlarımı kendi haline bırakmıştım, ne düzleştirici, ne fön, ne de bakım, allahlık bir halde uzadılar. Röfle yaptırmak aklımdaydı ama çok üşeniyordum ne yalan söyleyeyim. Ama baktım olmuyor, dün de Prensesim'in mis gibi röflesini görünce dedim kızım kalk silkelen. Bugün soluğu kuaförde aldım. Dip boya ve dip röfle işlemi uygulandı. Rengi konusunda içim çok rahat, ama malesef yer yer kopmalar yaşadım:( Hem de çok alakasız yerlerden. Kafamın tepesinden biraz problem oldu diğer yerler çok şükür sağlam. Zayıf halkalardan kurtulduk diye züğürt tesellisi yapamayacağım. Evet sarıyı seviyorum ama içim de cız etmedi değil. Kuaförüm röfle konusunda çok titiz, eski röflelerle yeni attıklarını üst üste getirmemek için kılı kırk yarar. Saatlerce uğraştı, üstten biraz kopma yaşayınca o da çok şaşırdı. Neyse sağlık olsun, bir şekilde kendine getircez artık o kısmı. Kopan tellerin uçları tahmin ettiğiniz gibi zigzak zigzak ve sert, güneşte uçlarını kesip o sertlikten kurtulmayı planlıyorum. Yani anlayacağınız yine bir röfle, yine sil baştan. Değer mi? 

Merak ediyorum röfleden 0 kopmayla, yıpranmayla yırtan var mı acaba:)

14 Haziran 2011 Salı

Saçlarımın Son Hali

Bugün dip boya yaptırmaya gittim, hazır kuaför eli değmişken kırıklarımı da aldırdım, zaten uçlardan güzelce kopan saçlarım iyice kısaldı, sonra gittim bakım için ıvır zıvır aldım. Neler aldığımı başka bir postta paylaşırım. Yarından itibaren saçlarımı yoğun bakıma sokuyorum, Ekim'e kadar saçlarıma gözüm gibi bakmayı planlıyorum, uzun sarı saçlara kavuşmak hayal olmamalı:( Bu süre zarfında ara ara boydan olabilecek farkı anlayabilmemiz için de şu anki halinin resmini ekliyorum. Bindik bir alamete, bakalım başarabilecek miyim?