27 Aralık 2011 Salı

Alix Avien Shineplus Rujlar


Bir önceki alışveriş postunda rujları merak edenler olunca önceliği Alix Avien'in yeni çıkardığı Shineplus serisine vermek istedim. Bu seriyi gerçekten çok beğendim, yapıları yumuşacık çok rahat sürülüyorlar. Dudağı kesinlikle kurutmuyorlar, bir gloss kadar olmasa da hafif ıslak duruşları var.Pigmentasyon açısından da benim için oldukça yeterliler. Kalıcılık için çok objektif bir yorum yapamayacağım çünkü daha dün aldım ve postu yazmadan önce aceleyle denedim, gerçi kalıcı olmasa da benim için problem değil ruj tazelemeyi sorun etmiyorum. Kokularını kullananlar bilir Selective Ammino Keratin maskesinin hafif bir muz aroması vardır ona benzettim ve hoşuma da gitti, ondan daha az yoğun bir koku tabi.



Dudakta duruşları da çok güzel ama bu seferlik el,kolda swatchlarla idare edelim. Gördüğünüz gibi hafif ıslak duruşları var ve renkler çok cici. Alix Avien'in internet sitesinde gördüğüm kadarıyla Shineplus serisi 16 tane renk barındırıyor. Ben ilk gözüme çarpan 2,4 ve 6 nolu olanları aldım. 2 çok tatlı bir pembe bana Avon'un meşhur Baby Lips'ini anımsattı, 4 daha nude tonlarda, 6 ise nar çiçeği, mercan tonlarında bir turuncu. Sanırım bu serinin diğer renklerini de almazsam çatlarım.



Rujların tanesi 8.25TL şu an Watsons'ta 1 alana 2.si %50 indirimli, bu kadar uygun fiyata kesinlikle denenmesi gereken bir seri bence. Alix Avien terracottasından sonra rujlarla da kalbimde taht kurdu:) Alın gari:)

26 Aralık 2011 Pazartesi

Yeniler


İşte karşınızda son ganimetlerim. Watsons'ta bütün makyaj ürünlerinde neredeyse 1 alana 2. si %50 indirimli, henüz bakmadıysanız uğrayın derim.

Alix Avien'in yeni çıkardığı ShinePlus rujlara hasta oldum, hemen 3 rengini kaptım. Alix Avien terracotta pudra 1 no ise benim vazgeçilmezim bu 4. kere alışım, Inglot AMC hezimetinden sonra kolay kolay bu pudradan vazgeçebileceğimi sanmıyorum. Pure Beauty ürünleri de ne zamandır aklımdaydı 2. ürüne %50 indirimi görünce dayanamadım. Watsons Green Tea Gözenek Küçültücü Gel'i iş olsun diye aldım, umudum yok ama işe yararsa ne ala. Yine Watsons'ın beauty blenderını da denemek istedim herhalde yeni çıkmış daha önce görmemiştim. Geri kalan ıvır zıvır işte. Nuslank X-tra Gel ise onlineeczanem.com'dan denemem için gönderildi, etkilerini gerçekten merak ettiğim bir üründü, kendilerine buradan tekrar teşekkür etmek isterim.

22 Aralık 2011 Perşembe

Yeni Yıl Mimi

Dofa beni mimlemiş, kendisine çok teşekkür ediyorum. Hemen yeni yıl dileklerimizden 12 tanesini yazıp sonra da 12 kişiyi mimliyoruz. :)

1) Benim de yeni yıldan öncelikli olarak beklediklerim tabiki de sağlık, huzur ve mutluluk. Üçü de ayrılmak bir bütün, biri yoksa diğeri de olmuyor malesef.

2) Yılbaşı ikramiyesi bana çıksın istiyorum:) Her sene adettendir diye koşa koşa gidip bilet alırım amorti bile çıkmaz, bu sene şeytanım bol olsun bana çıksın:) Söz şımarmayacağım.

3) Üstteki dilek biraz ütopik oldu tamam daha gerçekçi olmak gerekirse düz bir karın istiyorum ve sıkı kalçalar. ( Bu da mı ütopik oldu acaba? )

4) Canon EOS 5D Mark II istyorum o olmazsa Canon EOS 600D kabulümdür.

5) Okulum yarım dönem uzadı ama daha fazla uzamasına tahammülüm yok. Lütfen okuldan bir an önce kurtulayım. Nefretnefretnefret:///

6) Tezimi sorunsuz ve kusursuz bir şekilde verebilmeyi istiyorum. Tez danışmanım sorun çıkarmasın, kıllık yapmasın gül gibi geçinip gidelim.
7) Sevgilim bu sene okulundan kurtulsun, çabucak askere gitsin gelsin. Askerliğini de İstanbul'a yakın, rahat bir yerde yapsın tabi, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Bursa falan olabilir.

8)  Şans istiyorum, çok gudubet düz taban biriyim bu sene şans benle olsun, elimi attığım yer kurumasın lütfen

9)  Sınırsız kozmetik, kıyafet ve ayakkabı istiyorum yeni yıldan. 

10) İyi bir şirkette staj yapmak istiyorum, kendime bir şeyler katabileceğim, kariyerim için yararlı ve hayırlı olabilecek bir firmaya kapak atıp, okul bitince de orada kalabileyim. ( Sevgili okuyucularımdan çalıştığı firmada stajyer ihtiyacı olan varsa irtibata geçebiliriz:))))

11) Daha çok gezmek, daha çok aktivite tabiki sevgiliyle, dostlarla.

12) Bol, bol teknolojik oyuncak istiyorum. 



Mimi yapmak isteyen herkese gönderiyorum, zaten kalmamıştır herhalde:)



21 Aralık 2011 Çarşamba

ISANA Yıpranmış Saçlar İçin Yoğun Bakım Kürü


Rossmann keşfedilmeyi bekleyen bir cennet resmen. Kurcalanacak, denenecek aklımda kalan o kadar çok ürün var ki. Bu paket maskeler de ilk gözüme çarpan ürünlerden. Miktarı, fazla yer işgal etmemesi sebebiyle hemen sepete attım. Alıp denemeden, ya da bir kaç kere kullanıp kenara bıraktığım, yer kaplayan onca ürün varken bu tarz tek kullanımlık ambalajlar bana daha çok hitap etmeye başladı.

Bu seri yıpraşmış ve kuru saçlar için. Panthenol ve Argan yağı içeriyor. Ürün 25 ml, şu anda saçlarım orta boy ve ben ürünü uygularken saç diplerime sürdüğüm için bu miktar anca yeterli geldi diyebilirim. Diplere uygulamamdan kaynaklanan bir ağırlaşma, kepeklenme ya da dökülme yaşamadım. Kokusu hoşuma gitti. Ama saçlarımda yumuşaklık açısından çok fark görmedim. Genel olarak maskelerden, kürlerden beklentim tabiki de bir anda saçlarımı Brooke Shields'in Mavi Göl filmindeki haline dönüşüp mucizeler gerçekleştirmesi değil. Şu ana kadar blog vasıtasıyla memnun kalarak önerdiğim tüm maskeler saçıma ilk kullanışta bile farkedilir yumuşaklık vermiş, düzenli kullanımda hep yüzümü güldürmüştür. Ama ben bu maskeden beklediğimi alamadım diyebilirim. (Ürünü temiz ve havluyla nemi alınmış saça uygulayıp 2 saate yakın bekleyip duruladım.) Denemek size kalmış. Her ürün herkese yarayacak diye bir şey yok nasılsa. 

Bakalım ISANA'nın diğer maskeleri nasıl etki yaratacaklar.



20 Aralık 2011 Salı

Çekiliş Yapıldı Sıra Kazananda



Melal'in yorumu: 
Zaten izleyicinim artı onlineeczanem.com'u facebookta ve bloglarında takipteyim.
Çekilişi blogumda duyurdum.

http://morrmenekse.blogspot.com/2011/11/bu-da-benim-guncem-ve.html

Kendisini tebrik ediyorum, güle güle kullansın.

Onlineeczanem.com'a da bu güzel çalışma için teşekkür etmek isterim.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Bioderma Sebium Exfoliating Gel


Sebium serisinin Exfoliating Gel'ini aldığımdan şu postumda bahsetmiştim.O zamandan beri haftada 2-3 gün olmak üzere cilt temizliğimde bu ürünü kullanıyorum. Bu süre zarfında zaten sivilcem olmadığı için peeling tarzı olan bu ürünü kullanmakta hiç bir sakıncı görmedim. Partiküllerin sivilceleri coşturup,yayabilme olasılığı olduğundan şu ana doğru düzgün peeling kullanamamıştım. Şu an cildim resmen Lale Devri'ni yaşıyor ben de kendimle ve kullandığım ürünlerle haklı olarak gurur duyuyorum. Ha Lale Devri derken sizi yanıltmak istemem, cildim elbette bebek poposu gibi değil ama artık sivilce problemini çözdüm sanırım, tek tük çıkan, kistik yapıda olup geçmek bilmeyen sivilcelere elveda dedim, cildim gözle görülür derecede düzeldi, daha duru ve sorunsuz. Parlama ve gözenek problemleri için de çözüm bulabilirsem benden iyisi yok.

Sebium serisi bildiğiniz gibi daha çok karma ve yağlı ciltlere hitap ediyor. Serinin bu üründen genel anlamda memnun kaldım, verdiği temizlik ve ferahlık hissi çok güzel. Cildi yumuşacık yaparken, yormadan hırpalamadan temizliyor. Duruluk veriyor. Sivilce izlerim üzerinde de etkisi olumlu oldu. Gözenekler için çok bir etkisini görmedim ama bunun haricinde vaad ettiklerini yerine getiriyor diyebilirim. En önemlisi de bunları yaparken bir iritasyona sebep olmaması.





İçerisindeki partiküller ince yapılı. Bu sayede cildiniz çizilmeden, yıpranmadan temizleniyor. Sonuç gerçekten arınmış ve pamuklar gibi bir cilt.


Ben kozmetikmarkalar.com'dan kampanyalı bir şekilde almıştım. Dev boy (500ml) Sebium Foaming Gel+Exfoliating Gel 39,50TL. İhtiyacınız varsa tavsiye ederim.

Bu arada hala Nuslank X-tra Gel çekilişime katılmadıysan 20 Aralık son gün. Daha sıkı bir vücudu kim istemez ki? Denemeye değer. Katılmak için tık tık.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Golden Rose Magnetic Serisi


Oje postu yazmayalı uzun zaman olmuş. Tırnaklarım fenalardayken fotoğraf çekip göz zevkinizi bozmak istemedim. Epey bir süre kırık olanları toplamak ve uzatmakla uğraştım ardından soyulma problemi geldi. Benim tırnak bakım ürünüm Rimmel London Stronger bunu anlamış oldum, bitmeden stoklamak gerek zira bu problemli dönem ürünü bulamadığım kısa süre içinde gerçekleşmişti.

Neyse asıl konu Golden Rose'un yeni çıkardığı Magnetic serisi. Ürünü yorumlamadan önce ojeseverleri memnun eden bu gelişmeden ötürü Golden Rose'a teşekkür etmek isterim, bu yeniliklerin devamını bekliyoruz, özellikle holografik oje konusunda atılımlar bekliyoruz:)))

Magnetic serisi geçen hafta çıktı, seride toplam kaç renk var hatırlamıyorum zaten bazı renkler gittiğim cornerda yoktu ama 7-8 renk var diye tahmin ediyorum. Tanesi 6.90TL olması lazım. Kutunun içinden ojeyle beraber ufak bir mıknatıs çıkıyor. Bendeki 09 no, mavimsi bir gri ya da grimsi bir mavi:)))Uygulamayı bütün parmaklara teker teker yapıyorsunuz.Tek katta bile oldukça opak ve kıvamlı bir yapısı var.Magneti ojeyi sürdükten hemen sonra kurumadan etiketli tarafı üste gelecek şekilde tırnağın üzerine tutmanız gerekli, tabi bu aşamada mıknatısı tırnağa temas ettirmemeye dikkat etmek lazım. Ben sol elimle sürerken bu aşamada baya sorun yaşadım bir kaç defa sürüp silmem gerekti. Ama el alıştıktan sonra problem yaşayacağımı sanmıyorum. Totalde ojenin kuruması da çok zaman almadı. Nail art'la uğraşamam diyenlere bir kaçış yolu olabilir. Ben çok sevdim, nasıl buldunuz?



13 Aralık 2011 Salı

Rossmann ve Bath&Body Works'ü Hayırladım



En sonunda Rossmann ve Bath&Body Works'ü kurcalama fırsatı buldum, kısıtlı zamanda ilk gözüme çarpanları da sepete attım tabi. İki mağazada da kurcalanacak o kadar çok şey var ki zamanın nasıl geçtiği anlamadım, kısıtlı zamanda girilecek mağazalar değiller yani. Özellikle Bath&Body Works şeker dükkanı gibi bayıldım. Ürünleri denedikten sonra yorumlarını yazacağım, bu ön gösterim olsun.

Bu arada hala Nuslank X-Tra Gel çekilişime katılmadıysan seni buraya alalım.

8 Aralık 2011 Perşembe

Neva Kozmetik Jesti


Beklenmeyen, sürpriz bir kargoyu açmak ne kadar heyecanlı ve zevkli oluyor değil mi? Bu güzel ürünler için Neva Kozmetik ve Address İletişim'e teşekkür ediyorum. Ürünlerin detaylı yorumları denedikten sonra burada olacak. Ha ben sabredemem derseniz buyrun sizi Beauty N FashionLove'ın bloguna alalım, serumu kullanmış ve çok memnun kalmış.

6 Aralık 2011 Salı

Evde Spor Yapma Sorunsalı

Gerek twitterda, gerek severek takip ettiğim bir kaç blogda bu günlerde esen zayıflama, kilo sorunsallarına bir de ben değinmek istedim. Baştan söyleyeyim uzun bir yazı olabilir zira bu konuda söyleyecek gerçekten çok fazla şeyim var. 

Öncelikle boyum 1.62 civarında şu an itibariyle de 53.5kg falan çekmekteyim. Eee manyak mısın allahtan belanı mı istiyorsun diyebilirsiniz. Söyleyin söyleyin çekinmeyin. Benim problemim bölgesel, hareketsizlik ve üşengeçlikten kat kat olmuş ve keşkül kıvamında bir adet nur topu gibi göbeğe sahibim. Bir insan evladının göbeği (bu kiloda) nasıl bu kadar mı gevşek ve yumuşacık olur henüz bir açıklama getiremedim. Bunun dışında aşure kazanı diye nitelendirebileceğimiz bir popoya sahibim, doğal olarak basen problemim de var. Belim de yeme alışkanlıklarıma bağlı bazen incelip bazen kalışabiliyor. Neyse fiziki olarak gözünüzde canlanmıştır işte.



Gelelim beslenme alışkanlıklarıma, yemek benim için başlı başına bir keyif. Cürmüme göre iştahım zaten fazla. Bir de bunun üzerine aşırı fast food ve abur cubur sevdam eklenince sonuç kaçınılmaz oluyor. Bir hafta gibi kısa bir sürede 2-3 kilo alabiliyorum. Cola yaşam kaynağım(dı) günün her saati sınırsız içebilirim. Son bir aydır haftanın en kötü 2 günü Burger King de gelsin ranch sos, gitsin Steakhouse takılınca bu işe bir son vermem gerektiğini anladım. Zaten su içsem yarıyor, kilo vermeye oldukça müsait bir yapım var artık yeter dedim. Peki ne mi yapıyorum? Abur cubur ve colayı direk eledim. Bu gün 4.günüm buzdolabını her açışımda o sevimli kırmızı şişesiyle beni çağırsa da sanırım artık gerçekten de cola içmeye cesaretim yok:( Tatlı ihtiyacımı komik gelecek ama kavanozdaki bebek mamaları ile gideriyorum, kalorisine baktın mı demeyin çünkü mamaların kalorileri benim güzide beslenme alışkanlıklarımın yanında çok masum kalıyor. Hipp'in Armut Püresi favorim:) Geçen sütlacı denedim leşşş hemen bıraktım tabi. Kısacası elimden geldiğince bir çeki düzen vermeye çalışıyorum. benim için çok zor çünkü iradesizim ve sık acıkan hatta doymayan bir yapım var. Sırf pislik olsun diye aç olmasam da yemek yiyebilirim. 

Neyse aslında bu postu yazmamın asıl sebebi başlıktan da anladığınız gibi evde spor yapabilme sorunsalı. Ne CD ler, ne pilates topları, ne matlar aldım. Bir heves başladım kiminin faydasını gerçekten gördüm kimi yer kaplamaktan öteye gitmedi. Bir kere Ab Rocket denilen bir hezimetim var yapamıyorum ben onu. Düzgün  oturuyorum muyum, yayların direncinden ötürü mü bilmiyorum ama mekik hareketini yaparken bir türlü yere sabit kalmayı başaramıyorum. Oturak kısmı az da olsa yerden havalanıyor. Sonracığıma şu twist hareketi için olan disklerden aldım pek kullanmadım da yeni yeni başlıyorum umarım faydasını görürüm. Evde pilates düzene oturttuğumda gerçekten işe yaradı. Ama sıkıldım. CD'ler ile yaptığım egzersizler arasında SS Serisi'nin Hızla Vücudunu Şekle Şok olanı zamanında beni 56kg'dan 49kg'a kadar indirip iğne ipliğe döndürdü. Tabiki o zaman da beslenmeme takıntılı biçimde dikkat eder duruma gelmiştim. İşte bugün yine o CD'ye başlama kararı aldım. Hoca eşliğinde de pilates yapmayı denedim, pek düzenli gitmediğimden aşırı fark etmedi ama esneklik açısından olumlu olmuştu.


Şimdi de eve Twist&Shape ya da çok komplike olmayan bir kondisyon bisikleti almayı düşünüyorum. Twist&Shape konusunda kafamdaki soru işareti kasları şişirip şişirmeyeceği konusunda. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak istemem, alırım kullanırım sonra Roberto Carlos misali olmaya niyetim yok. Bisiklet için araştırma safhasındayım. Aslında eliptik bisiklet tarzı bir şey daha uygun olur gibi ama yer problemim var, bir de çok para vermek istemiyorum. Anlayacağınız bir yola baş koyduk ve bu konuda önerilerinize ihtiyacım var.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz????

Nuslank X-Tra Gel Kazanmak İsteyen?



Hediye çekilişime katılmak için görselin üzerine tıkla. Bol Şans.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Neye Niyet Neye Kısmet


Bloglarda okuduğum yorumlar sayesinde MAC Matchmaster fena halde kanıma girmişti. Nedense basiretim bağlandı, MAC mağazasına bile uğramadım. Sonuç bu. 

Inglot AMC pudra yumuşacık yapısıyla tercihim oldu. Kapatıcılığı ve ciltte duruşu için henüz bir yorum yapamıyorum, mağazada iş olsun diye denetip hemen aldım. Umarım spot ışıkları renk konusunda yanıltmamıştır. Kullanmaya başladıktan sonra detaylı bir post hazırlayacağım.

Rimmel London'ın tırnak bakım ürünlerinden Stronger'ı çok memnun kalarak kullanmıştım ama bittikten sonra bir süre bulamadım, bu süre zarfına Flormar kullandım ama malesef tırnaklarıma hiç iyi gelmedi, neredeyse her hafta bir tırnağım kırılır duruma gelmişti ve soyulma problemi yaşıyordum. Neyseki buldum ve hemen kaptım, sararmalara karşı olan ürününü denemek istedim. Güçlendirici ile ilgili yorumlarım için tık tık

Pantene'in kokusuna her zaman hastayımdır, ama hiç kullanmadım desem yeri. Bence şampuanda bu tarz temiz kokular kullanılmalı, Gliss duy beniiii. Gratis'te bazı serilerde 3 al 2 öde vardı kokularının hatrına aldım. Bakalım Ultimate Repair serisini geçebilecekler mi? Bi de köpük aldım Hobby'den parlaklık verecekmişmiş. Saçlarımı uzun bob kestirdiğimi söylemişmiydim. Düzleştiriciyle iri dalgalar yaparken köpüğün kullanışlı olabileceğini düşünüyorum. 

Hala aklım Matchmaster'da tabi, en kısa zamanda benim olmalı

29 Kasım 2011 Salı

Çocukluktan Aklımda Kalanlar- Psikolojimi bozan ufak detaylar desek daha doğru olur sanırım:)-Uzun yazı




Bu şarkı bir anda nereden aklıma geldi bilmiyorum, aslında internette bulacağımdan şüpheliydim ama yanılmışım. Zamanında hangi mantıkla bu plağı almışlar bilmiyorum ama ben bu şarkıyı dinleyip kendimi yerden yere vurduğumu ve salya sümük ağladığımı hatırlıyorum. Çok içime dokunurdu, ama dinlemekten de kendimi alamazdım. Bir de Küçük Kız vardı  "Küçük kız, küçük kız söyle bana nerdeydin". Plağın başına oturup, sanki dünya başıma yıkılmış gibi ağlar dururdum. Kimse de demezdi "Aga sen napıyorsun?" çalışan anne babanın çocuğu olmanın bu tarz etkileri de oluyor işte:) 
Dramın, depresyona yatkınlığın temelli böyle böyle atılıyor farkında olmadan.


Bir de Şeker Kız Candy vakası vardı tabi. Daha doğrusu Terry Grandchester. Aman allahım, benim ilk aşkım:) Candy'i zaten ayıla bayıla izlerdim, Candy sayesinde taşkınlıkların, biraz da erkek Fatma'lığın, şirret kuzen İlayza'yla ise ilk entrikaların, puştluk peşinde koşmanın temellerini attım. 


Anthony benim için hep mıymıntının tekiydi, ama Candy hatrına izliyorduk sarı çiyanı. Öldü gitti de rahat nefes aldım. Neyin kafasıysa artık, çizgi filmde de olsa sevmediğim birinin başına gelen kötü bir olaydan zevk alabilir duruma gelmiştim:) Sonra sislerin arasından o çıkageldi. Terry Grandchester:)))))


İlk görüşte aşk bu olsa gerek:) Resmen salyalarım aka aka izlerdim Terry'i. Dik dik konuşmaları, sigarayı içişi, pervasız ve asi tavırları, o yürüyüş, rüzgarda savrulan saçlar( ki erkekte uzun saç kabusumdur), ince ruhlu romantik serserim benim:DDD Candy'e söver, içten içe delice kıskanırdım. Anthony'yi düşündükçe Terry'i kafasından çıkarmaya çalışır, zıtlaşır, her ne kadar deli gibi kıskansam da ekran başında bana saç baş yoldururdu. Terry nasıl reddedilebilirdi, bu kız mal olmalıydı. Benim için Anthony bir gram bal tadı almak için kilolarca keçiboynuzu yemek gibiydi. Terry ise mega boy Nutella kavanozu. Sonra yavaş yavaş yakınlaşmaya başladılar, işte yine o anlarda da beynimden vurulmuşa dönüyor, nemli gözlerle seyrediyordum hayatımın çizgi filmini. Hele de o meşhur öpüşme sahnesi ve Terry'min yanağında patlayan şamar. O an Candy'nin ağzını yüzünü kırmak istedim, hırstan yastıkları ısırdığımı hatırlıyorum. Kısacası Candy daha doğrusu Terry sayesinde bizim nesilde oluşan çizgi film karakterine aşık olma eğilimi ilerleyen yıllarda kendini kadınların efendi erkek yerine piç tercih etme eğilimine bıraktı. Şu anda kazık kadar olup da Terry Grandchester adını duyunca abovvvv çekebilecek bir sürü insan bulabilirim:)

Pek çoğumuzun çocukluğuna, ergenliğine damga vuran meşhur Kara Melek dizisine değinmezsek olmaz değil mi ama?




Boru değil bence Türk dizi tarihinde entrikalı, dolap çevirmeli diziler için miladtır kendisi. Seneler geçse de kendini izlettirir. Bu diziyle de dark side'a yönelmeler, efendime söyleyeyim bir femme fatale durumu, göz devirmeler, kafada dönen bin beş yüz tilki falan hayatımıza girdi. Sanem Çelik o dönemin minnak ergenleri de dahil olmak üzere erkek nüfusuna vurdu geçti. O vamp, zeki, şeytan Yasemin rolünden sonra Sanem Çelik'i Aliye dizisinde asla kabullenip, oturtamadım zaten. 

Çocukluğumun daha doğrusu psikolojimin içine eden bunun gibi pek çok şeyden bahsedebilirim aslında. Misal Natalia Oreiro'lu Vahşi Güzel, Show Tv'nin meşhur kırmızı nokta kuşağı ( babaanne, dede uyuyunca tv'yi gizli gizli açar, zaplarken göreceğimi görürdüm:), Tuttu Frutti isimli efsane tv programı ( nam-ı diğer Çin Çin)...
Ama postu daha fazla uzatıp sıkmak istemem. Ne kadar psikolojimizin içine edecek tonlarca detay olsa da 80'lerin sonu,90'larda çocuk olmak candır. Ataridir, Sega'dır, kuru yemişçilerdeki janjanlı lacivert pakette Koko'dur, taso oynamaktır, Back Street Boys'tur, Güner Ümit'le Turnike izlemek, pazar akşamları Bizimkiler'e takılmak, Capri Sun'la önce hüpletip sonra gümletmek, Parliament Pazar Gecesi Sineması'dır. Tsubasa'dır, amerikan traşına tapmaktır, Sailor Moon, Beetle Juice'dur.



28 Kasım 2011 Pazartesi

Bitirdiklerim


Bloglarda okuduğum biten ürünler temalı postlara hep çok özenmişimdir. Makyaj malzemelerini bitirmek benim için hayal, o sebeple ben de biten ıvız zıvır ne varsa boşlarını atmadım post yazacağım diye. Ürünler bittikçe kendimle övündüm, "aferin sen de aldıklarını kenara atmadan bitirebiliyormuşsun" deyip gazladım kendimi. Sonuç bu:)

Gliss Ultimate Repair serisi: Beğendiğim, memnun kaldığım bir seri. Özellikle saç kremi, maske ve spreyi çok güzel. Onarıcı spreyi ve saç kremini tekrar aldım. Yorumlarım için tık tık.

Gliss Color serisi: Az da olsa parlaklık verdiğini söyleyebilirim. Bunun dışında pek bir esprisini göremedim. Tekrar alacağım bir ürün değil.

Gliss Total Repair Sıvı Saç Kremleri: Kaç şişe bitirdim bunlardan hatırlamıyorum, her zaman elimin altındadırlar, keşke kokuları biraz daha güzel olsa, genel anlamda Gliss ürünlerinin kokularıyla bir türlü yıldızım barışmadı. Ama sıvı saç kremleri candır, tabiki de almaya devam.

The Body Shop Banana Banane serisi: Muz hastası biri olarak bu serinin kokusuna aşığım, resmen şişeleri kafaya dikmek istiyorum, hatta itiraf ediyorum şampuanın minnacık da olsa tadına baktım:D Saç kremi yumuşatmak konusunda başarılı, ama şampuan içime sinmedi, kremi kullanmasam saçlarım keçe gibi olurdu. Sevemedim, alırken 2 şampuan 1 krem almıştım, bir tanesini zorla kullandım,diğer şişe 0km duruyor. keşke kremini alsaymışım:/

Superdrup Crush Body Sprey: Watsons'tan 1-2TL gibi bir fiyata almıştım, tam çantaya atmalık, kokusu da güzel, fresh ve kalıcı. Beğendim. Gözüme çarptığında tekrar alabilirim.

Flormar Oje Kurutucu Sprey: Sevmedim, memnun kalanı çok ama bana kurutmuyor gibi geldi, Ojeyi sürdükten 3-4 dakika sonra sıkarak kullandım. Pek işe yaramadığını düşünüyorum nedense:S

La Roche Posay Effaclar Duo: 10 numara, alıp alıp stoklayasım geliyor, şu an 2. tüpteyim yedekte 1 tane daha var, bugün yarın yine 2.li setlerinden kapmayı düşünüyorum. Harika bir şey:) Yorumlar için buyrun.

La Roche Posay Effaclar Gel numuneleri: Numuneleri bitirdikten sonra ürünün tam boyunu da aldım, daha önce de kullanmıştım. Çok başarılı, Duo'yla beraber güzel ikili oldular. Severek kullanıyorum. Karma yağlı ciltlere tavsiye ederim.

Nivea Dry Comfort Roll-on: Devamlı kullandığım bir ürün, roll-on da vazgeçilmezim. 

Neutrogena İki Fazlı Göz Makyajı Temizleyicisi: Bioderma'yı keşfetmeden önce su gibi kullandığım bir üründü. Göz makyajını çıkarmada oldukça başarılı, gel eyeliner falan dinlemiyor söküp atıyor. Artık Bioderma kullandığım için stoktaki son şişeyi bitirirken epey zorlandım, vefasızlık bu olsa gerek:D

Vichy Normaderm Triactiv Nemlendirici Bakım: Genel olarak memnun kaldığım bir ürün oldu. İlk kullanmaya başladığımda miktarı abarttığım için fena soyuluyordum, normal miktarda kullanınca böyle bir şikayetim kalmadı, etkili güzel bir ürün, yine sivilceye yatkın karma yağlı ciltler için tavsiye ederim. tık tık.

27 Kasım 2011 Pazar

Onlineeczanem.com ve budabenimguncem.blogspot.com işbirliğiyle ‘’ Nuslank X-Tra Gel Selülit Giderici Krem’’ Kampanyası Başlamıştır


 
NASIL KATILACAKSINIZ ?

Uyarı:Kimi arkadaşlar onlineeczanem.blogspot.com ve facebook sayfasına katılmıyorlar.Sayfaya katılmayan arkadaşlar çekilişe dahil edilmeyeceklerdir.Çekilişin yapılacağı gün hediyeyi kazanacak kişi onlineeczanem blogta ve facebook ta incelenecektir.

Not: Facebook hesabı olmayan arkadaşlar sadece onlineeczanem.blogspot.com'a katılarak çekilişe katılabilirler. 

-Öncelikle AŞAĞIDAKİ METNİ KOPYALAYIP  varsa bloglarınız da yayınlayıp çekilişimizi duyuruyorsunuz..metin içerisindeki linklerin blogunuzda çıkmış olmasına dikkat ediyorsunuz..

Kopyalayacağınız metin : "http:www.onlineeczanem.com ve http://budabenimguncem.blogspot.com işbirliğiyle Nuslank X-Tra Gel Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :) "

  • blogunuz yoksa twitter ya da facebook hesaplarınızda bu postu paylaşıyorsunuz..



-ve son olarak "işlem tamam" şeklindeki yorumunuzu bırakıyorsunuz bu posta ve çekilişe katılmış oluyorsunuz :)

çekilişe şartları yerine getiren herkes katılabilir..blog sahibi değilseniz mutlaka ad soyad ve mail adreslerinizi ekleyin yorumlarınıza..  mail adresi olmayan yorumları çekilişe dahil edemeyeceğim..

Hediye Ürünü Görmek İsterseniz Eğer:


çekilişimiz 20 Aralık Salı günü sona erecek ve en kısa zamanda kazananı belirleyip duyuracağım.

BU GÜZEL HEDİYELERİ BİZE SUNDUĞU İÇİN budabenimguncem.blogspot.com olarak onlineeczanem.com'a  TEŞEKKÜR EDİYORUZ :)

Herkese bol şans:)

Onlineeczanem Blogcularla İş Birliği İçinde



http:www.onlineeczanem.com ve http://www.alisverisdellysi.blogspot.com/ işbirliğiyle Bioderma Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :) 

http:www.onlineeczanem.com ve http://www.maviojelikiz.com/ işbirliğiyle Vichy Ürünleri hediye kampanyası başlamıştır.. sizde katılmak ve şansınızı denemek isterseniz çekilişe katılın :)

23 Kasım 2011 Çarşamba

kozmetikmarkalar.com alışverişim



Cilt bakımında kullandığım ürünleri yavaş yavaş oturtmaya başladığımı söylemiştim, şu ana kadar kullandığım ürünleri göz önüne aldığımda sonuna kadar güvendiğim iki marka var; La Roche Posay ve Bioderma. İki markanın da kullandığım ürünlerinden çok memnun kaldım ve benle aynı şikayetleri yaşayanlara gözüm kapalı tavsiye edebilirim. 

Geçenlerde peelinglere göz atarken kozmetikmarkalar.com'da Bioderma'nın kampanyalarına denk geldim. Daha önce bu siteden alışveriş yapmamıştım. Genelde dermokozmetik alışverişlerimi onlineeczanem.com 'dan yaparım ama denemek istedim, iyi de yaptım. Memnun kaldığım bir alışveriş oldu, kargom bir iş günü içinde elimdeydi. Fotoğraftan da gördüğünüz gibi Bioderma'nın Sebium Exfoliating Gel'ini tercih ettim. Kampanyayla kocamaaaaan Sebium Foaming Gel de benim olmuş oldu. Hem de 39.50TL'ye. Baya kelepire geldi anlayacağınız. Bioderma'nın Foaming Gel'ini daha önce kullanmıştım ve memnun kaldığım bir üründü, yorumlar için tık tık. Ama bendeki 200ml'lik boyuydu açıkçası 500ml gelince şok oldum, çünkü sipariş verirken hiç bakmamışım zira 500ml'lik boyunun olduğunu bile bilmiyordum. Baya kardayım anlayacağınız. Şu an La Roche Posay'in Effaclar Gel'ini bayıla bayıla kullanıyorum, bitince Bioderma'ya geçeceğim, bu ikisini dönüşümlü kullanırım artık.

Sepete bir de Avene'nin mini boy termal suyunu attım, bu termal suya inanıyorum ben ya La Roche'cuğum sayesinde. 50ml'lik boyun fiyatı 12TL.

Exfoliating Gel ve termal suyu henüz denemedim, kullanmaya başladıktan sonra detaylı biçimde deşeceğim onları da.

Sözün özü Bioderma kampanyaları ve 500ml'lik dev boy sürprizi sayesinde baya karlı bir alışveriş oldu. Kampanyalara göz atmak isterseniz sizi buraya alalım tık tık.

10 Kasım 2011 Perşembe

Fa Deodorant



Ben deodorant insanı değilim, en son ne zaman aldım hatırlamam bile. Terleme için kullandığım ve vazgeçemediğim bir ürün var o da Nivea Dry Comfort. Fa'nın deodorantlarını ise bugün kurcaladım, çok çeşidi var ama aralarından bu ikisine resmen vuruldum. Harika kokuyorlar, çok temiz hafif çiçek kokusu ikisi de. Kalıcılıkları nedir, terlemeye ne kadar etki ediyorlar bilmiyorum ama ben bunları parfüm niyetine kullanırım o kadar beğendim. Çantamın demirbaşlarından olacakları kesin. Blue Romance'in kokusu çok güzel misler gibi, Mystic Moments ise bence Armani She'yi andırıyor ya da uyduruyorum:) Neyse kısacası gerçekten güzel kokular. Deneyin derim Carrefour'da tanesini 3TL'ye alabilirsiniz.

Dermalogica'dan Kadın Girişimcilere Destek

Peeling ile Hem Kendinize Özen Gösterin
Hem de Kadın Girişimcilere Destek Olun!

Dermalogica, aktif pirinç özleri içeren eksfoliantı Daily Microfoliant ile fark yaratmaya devam ediyor. Her gün kullanılabilecek kadar ince dokulu doğal bir peeling ürünü olan Daily Microfoliant, aynı zamanda Dermalogica’nın Kadın Girişimcilere yönelik destek projesi FITE’ın bir parçasını oluşturuyor. Satın alacağınız ürünün üzerindeki kodla, bir kadını ekonomik özgürlüğüne kavuşturmanız mümkün. 
Üstelik Kasım ayı boyunca biri Daily Microfoliant olmak üzere toplam iki Dermalogica ürünü alan herkese, cilt tiplerine uygun Dermalogica temizleyicileri hediye ediliyor.

Daily Microfoliant Tavsiye Edilen Perakende Satış Fiyatı: 176,00 TL - 75 gr

FITE ürünleri ile KEDV kadınlarını ekonomik özgürlükleri için destekleyin!
Dermalogica dünya çapında en beğenilen ve en çok satan 5 ürününün her birinden 1$, FITE projesi kapsamında kadın girişimcilere aktarıyor. Özel ambalajındaki FITE ürünlerini alarak ve joinFITE.org adresine girerek bir kadın girişimciye destek olma şansı yakalayın!
Dermalogica bu proje kapsamında dünyanın önde gelen mikro kredi kuruluşu KIVA ile birlikte çalışıyor. Türkiye’de ise KIVA’nın resmi Türkiye temsilcisi KEDV ile birlikte çalışarak Türk Kadın Girişimcileri destekleme fırsatını sizlere sunuyor.
 
FITE Serisi Ürünleri:
  • Daily Microfoliant
  • Precleanse
  • Intensive Eye Repair
  • Total Eye Care
  • Skin Hydrating Booster 

Eğer hala Daily Microfoliant gibi dehşet bir ürünü denemediyseniz ve çorbada tuzum olsun diyorsanız bu fırsat kaçmaz. Daily Microfoliant hakkında yorumum için tık tık

-Bu bir basın bültenidir.-

4 Kasım 2011 Cuma

Gliss Ultimate Repair Serisi


 Gliss sevdiğim bir marka, denediğim pek çok ürününden memnun kalmışımdır. Bu seriyi de son röflemi yaptırdığımda almıştım, o zamandan beri kullanıyorum. Şu ana kadar kullandığım tüm markaları, Gliss'in diğer serilerini açık ara geride bıraktığını söyleyebilirim. Daha ilk kullanımdan farkı hissedebiliyorsunuz. Benim mükemmel sağlıklı, kopuksuz! saçlarımı yumuşacık yaptı, sorunlu kısımları da toparlayıp yatıştırdı. Üzerinde de yazdığı gibi Gliss'in diğer serilerine oranla 3 kat daha fazla sıvı keratin içeriyormuş, bilmem yalan bilmem doğru ama içinde diğer serilerden farklı ne varsa bu Ultimate Repair'ı gerçekten işe yarar kılıyor.



 Özellikle maskesi ve aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz çift fazlı spreyi vazgeçilmezim oldu. Maskenin üzerinde 1 dakika bekletin diyor ama ben genelde bütün saç bakım ürünlerini en az 2-3 saat bekletirim. Spreyin üzerinde ise herhangi bir kullanım talimatı yazmıyor kafama göre sıkıyorum, genelde saçlarımı kuruttuktan sonra kullanıyorum. 


 Sözün özü ben bu seriyi tuttum, kolay kolay değişmem. Denemeye kesinlikle değecek ürünler, tavsiye ederim. 

Not: Gliss'in tek sinir bozucu tarafı ürünlerinde kullandıkları garip parfümler bence. Şu ana kadar hiç kokusunu beğendiğim bir serisi olmadı ki hangimiz şampuanda güzel koku aramıyor?



28 Ekim 2011 Cuma

Golden Rose Wonder Lash


Bir önceki postumda Golden Rose mat ojeme eşlik eden Wonder Lash'i deşelim şimdi de. Ama öncelikle Golden Rose'a ve Address İletişim'e teşekkür etmek istiyorum. Ben gerçekten kirpik fakiriyim, dümdüz bir kaç tel kirpiğim var. Bu sebeple maskara seçmek, bunu düzgün uygulayabilmek her zaman önemli olmuştur benim için. Wonder Lash'in ambalajı ilk izlenim için göz dolduran cinsten. Kıvam olarak ne çok katı ne de çok cıvık, bu yönüyle de bana hitap ediyor. Fırça klasik, kıl fırça ne çok iri ne çok küçük. 12 kata kadar hacim oldukça iddialı değil mi?




Buyrun bakalım benim çipil gözlerde nasıl bir etkisi olmuş. Ne kapatıcı, ne far pür-ü pak gözlerim:)


Tataaa kirpik çıkarmış bu maskara bende:) Kirpiklere ağırlık vermeyen, dolgunluk ve uzatma açısından da günü kurtarabilecek bir maskara bu. Pek başarılı bir uygulama olmamış ama aşağı yukarı sonuç budur. Olmayan kirpiklerimle buldum da bunuyorum gelebilir ama bana "Vay anasını" dedirtmedi. Yine de günlük kullanabilirim. 

Bu arada şöyle Türkan Şoray bakışı sağlayacak rimeli hala bulabilmiş değilim, denediklerim arasında Max Factor Calorie 2000 ve Rimmel London Sexy Curves hala favorilerim. Önerilere açığım.




-Ürün firma tarafından gönderilmiştir, yorumlar bana aittir-

27 Ekim 2011 Perşembe

Golden Rose Mat Oje-No 05





Güne beklenmedik bir kargoyla başlamak ne de güzel, geçen hafta Golden Rose'dan gelen sürpriz kargoyla Golden Rose'un mat oje serisini ve yeni çıkardığı 12x Volume&Lash Lift maskarasını deneme fırsatı buldum. Kırmızı manyağı olarak ojenin tonuna bayıldım, tırnağımda tonu tam olarak yansıtamasamda şişedeki renk gerçeğe oldukça yakın. 2 katta yeterli opaklığa ulaşıyor, ben sürülüşünü de duruşunu da oldukça beğendim, diğer renkler de alınası duruyor. Sanırım 20den fazla renk seçeneği varmış, satış fiyatı da 3.5TL.

 ( Bu arada tırnaklarım kazaya kurban gittiler,işaret ve orta parmak çok derinden kırıldı, bir kaç gün yara bandıyla kamufle etmeye çalıştım derin olduğu için kesemedim. En sonunda dayanamayıp bütün tırnaklarımı baya baya kısalttım:(((( Kırık olanlar şekil veremiyorum da çok derinden gittikleri için yamuk duruyorlar:((( Fotoğraflar tırnaklarım sağlamken çekildi.)

- Ürün firma tarafından gönderilmiştir, yorumlar tamamen bana aittir.-

26 Ekim 2011 Çarşamba

İce Cream Lip Balm


Ülke olarak içinde olduğumuz şu lanetli günlerin verdiği ağırlıkla çoğu blogger gibi benim de yazasım gelmiyor. Gördüğüm her kare, duyduğum, okuduğum her haber genizimde keskin bir yanmaya, boğazımda düğümlenmeye sebep. Bu kara günlerin üstesinden en kısa zamanda gelebiliriz inşallah.

Soğuk havaların yavaş yavaş kendini göstermeye başladığı günlerde lip balmlara daha önem vermeye başladım. Soğuktan çatlayan, kuruyan dudaklarımın kimi zaman yarıldığını biliyorum. Bu ürünü geçenlerde Gratis'ten aldım, ambalajının ciciliğiyle cezbetti, çok da umutlu değildim açıkçası. Ama yanılmışım. Şu an için oldukça memnunum, nemlendirmesi bana yeterli geldi, en sevdiğim yanı ise dudaklara ağırlık yapış yapış his vermemesi ve parlatmaması. Bu yönüyle ruj altında rahatlıkla kullanılabilir.




Alttan çevirerek kullanılıyor, pratik. Ambalaj desen yıkılıyor. Kokusu da Fanta gibi. Ben sevdim, diğer çeşitlerini de alacağım.