23 Ağustos 2012 Perşembe

Ce-eeeeee

Devasa bir aradan sonra tekrardan merhaba. Hayatımın en kötü yazlarından birini geçiriyor olmanın verdiği iğrenç ruh hali sebebiyle kendimi dış dünyaya kapatmak, daha doğrusu kapatmak zorunda kalmak bu aranın sebebi. Üzerimdeki ölü toprağını bir türlü atamıyor, bu sebeple hiç bir şeye odaklanamıyorum. Kafamda yazmak istediğim şeyler, paylaşmak istediklerim elbette var ama elim gitmiyor, vaktim olmuyor. Öyle işte. Bu can sıkıntısı ve boktan ruh halinden fırsat buldukça twitter ve instagram aracılığıyla kafa dağıtmaya çalışıyorum. Bu postu da boynu bükük kalmış, sahipsiz ve zavallı blogumu azıcık canlandırabilmek, ses vermek ve kaçak dövüştüğüm şu günlerden bir kaç kareyi paylaşabilmek adına hazırladım. 


Giovanni'nin yeni serisini denedim.


VS Sheer Love'a bayıldım.


"Avuç içi kadar mutluluk yeter" şarkısı La Senza'da daha da anlamlı hale geliyormuş bunu anladım.



Avon Argan yağlı serum çıkarmış dediler, aldım.


 Kendimi şımartmak için koşa koşa VS'a gittim.


 Pakedimden bunlar çıktı, aşık oldum, öldüm bittim.


Daha fazla kayıtsız kalamadım.



Kahve içtim, falıma bakan olmadı:(


Kancaev'in buzdolabı magnetlerini pek bir sevdim.


Bayram tatilde ufak bir kaçamak yaptım. Twigy terliklerimle mutlu olmaya çalıştım.


Ruh halim kitap seçerken de yakamı bırakmadı.

 
Lilyum kokusu sevdiğimi söylemiştim değil mi?


 İnternetten alışverişin dezavantajlarını yaşadım.


 Böreğin hasını yedim.


Bulutlanan havaya inat denizin keyfini çıkarmaya çalıştım.


Sevgili elinden mamalar yedim.


Mıhlama da yedik tabi.


  Puflarda mayıştım.


Sarının enerjisine hayran kaldım.

Takip etmek isteyenler için twitter ve instragram'da "cerenonrgn" yazıp bana ulaşabilirsiniz.